Aile kur(ama)mak
Aslında her dönemde bir şekilde tartışılan temaların başında aile gelmektedir. “kadınlık” ve “erkeklik” yanında nüfus, çocuk, anne-baba, iş, ekonomi vb. birçok kavramla ilintileri bu tartışmanın yoğun alt maddelerini oluşturmaktadır. Belki de bu sebeple çoğu zaman toplumun temel nüvesi olarak değerlendirilmektedir.
Bugün evlilik sayılarının düşmesi, boşanmaların artması, aile kurma noktasında isteksizlik, evlenme yaşının yükselmesi, nüfus artış hızının olabildiğince düşmesi devleti de bu konuda tedbirler almaya yöneltmiştir. Özellikle nüfus meselesi ülkenin geleceği söz konusu olduğunda ciddi bir başlık olarak ortaya çıkmaktadır. Bu bağlamda 2025 yılının “aile yılı” ilan edilmesi teşvik sağlamak ve farkındalık oluşturmak bağlamında önemli olmakla birlikte, sorunun arka planına dair analizde bulunmak “yapı”sal meseleler üzerine yeniden eğilmeyi zorunlu kılmaktadır.
Öncelikle meselenin tüm dünyada giderek hayat tarzı olma niteliğini belirginleştiren postmodern düşünce ve yaşam tarzı ile birinci dereceden ilintisi bulunmaktadır. Dolayısıyla bu yaşam tarzının kendisini gösterdiği ülkelerde de dikkat edilirse aile epey uzun zamandır bir problem olarak konuşulmaktadır. Postmodern yaşam tarzında iki önemli niteliğe dikkat çekmeliyiz.
Birincisi, giderek........
© Milat
