Sekiz dağ
Yorgun uyanıyoruz. Kahvaltılarımızdan yorgunluk akıyor. Cümlelerimiz alabildiğine gevşek, yargılarımız sonuna kadar üşengeç. Zihin raflarımız tozlu, duygu köşelerimiz hantal. Dünya yorgun, zaman yorgun, insan yorgun… Dünyamızın üzerinden üşengeçlik rüzgarları geçmiş gibi. Eyleyiş gücümüze bir şeyler olmuş. Hayata buzlu camların ardından bakıyoruz. Nesneyle aramız iyi değil. Dünyayla, insanla, toplumla aramıza kara kediler girmiş. Bir tuhaflık var yaşamlarımızda. Bir eksiklik, bir donukluk, bir keyifsizlik gelip çöreklenmiş ortamlarımıza. Dünyanın geneline yayılmış bir neşe eksikliği, birimizin yüzünden kalkıp ötekine konuyor. Ne yolculuklar cezbediyor bizi ne hayatımıza eklemlenen yeni şeyler. Gezegenimizin üzerine her şeyin doğasını bozan, parlaklığı lekeleyen, enerjiyi donduran keyif kaçırıcı bir ağ atılmış ve o ağ gün gün, santim santim bizi boğuyor. Dünyamızın başı ağrıyor.
Geçen gün seyrettiğim bir film bütün bunları, yukarıda yazılanları etiyle kemiğiyle gözümün içine soktu. Sekiz Dağ. İtalya Alplerinde çekilen film aslında pekçok bakımdan şehir ile doğayı, yapay ile doğalı, geçmiş ile şimdiyi, değersizlik ile değeri, içi boşaltılmışlık ile anlamla yüklü oluşu karşılaştırma imkanı veriyor insana. Film, şehirden kırsala birkaç aylığına gelip yerleşen mühendis bir baba, ev hanımı bir anne ve on iki yaşındaki bir çocuk ile orada, kırsalda yaşayan, babanın terk ettiği bir ailenin on iki yaşındaki çocuğu arasında geçiyor. Filmin başlangıç sahnesinde birbiriyle tanışan iki çocuk kırların o kendine özgü bakirliği, büyüsü arasında çayırlarda dolaşıyor, otların arasında yuvarlanıyor, bir kayanın üstüne çıkıp göle atlıyor, şehre özgü ne kadar stres, ağırlık, bulanıklık varsa hepsini geride bırakmanın hazzını yaşıyor. Burası, başlangıçlara özgü bütün tazelikleri barındıran, bozulmamışlığın ahengini müziğe dönüştüren olağanüstü görüntü ve enstantanelerle dolu harika çekimlerin olduğu bölüm. Kadraj; baştan aşağı gök, orman, çimen, göl, patika, dağ zirvesi, birbiri ardına gizlenmiş doğal görüntülerle dolup taşıyor. Yerden, gökten, her yerden mutluluk akıyor, bir görüntüden........
© Milat
visit website