Felsefi zihniyet her yerde gelişir mi?
Felsefe, insana ve doğaya dair insanın kendi tecrübesi ışığında sorduğu sorular, verdiği cevaplar ve sahip olduğu birikimi kapsayan geniş, köklü ve çoğulcu bir faaliyettir. Felsefe tecrübesi, en kapsamlı, zirve ve sistematik biçimiyle Yunan ve Batı kültürü içinde ortaya çıkmıştır. Felsefe, özü itibariyle bir Yunan ve Batı icadıdır diyebiliriz. Eski Mısır, Hint, Mezopotamya, Arab, Afrika ve diğer dünya kültürlerinde Yunan ve Batılı anlamda bir felsefe geleneğinden ve tecrübesinden söz etmemiz mümkün değildir. Yunan ve Batıdaki felsefenin hikayesi ve tecrübesi, Yunan ve Batı kültürüne özgü olup, bu hikayenin başka bir coğrafyada ve kültürde gelişebilme olasılığı yoktur. Yunan ve Batı felsefesi, felsefenin bizzat kendisidir. Hint, Mezopotamya, Mısır, İran, Afrika ve Arap kültürleri, felsefenin bizzat kendisi olmayı başaran bir geleneğe sahip değildirler. Batı kültürü dışında Kant düzeyinde bir filozofun yetişmesi ve ortaya çıkması mümkün değildir. Felsefi gelenek ve tecrübe açısından zayıf, yoksul ve cılız olan yerlerde kişilerin, kendi içlerinden bir Kant çıkacağı iddiasında bulunmaları, bir yanılsama veya temenniden öteye geçememektedir.
Felsefe, düşünmektir. Düşünmek yerine düşünmemeyi, taklit etmeyi, teslim olmayı, hep sınırlar ve yasaklar içinde yaşamayı öğreten ve dayatan yerlerde ve kültürlerde felsefi zihniyete ve tecrübeye yönelik bir yatkınlık, yönelim ve yetenek gelişmez. İnsan aklının ve düşüncesinin hatalarla dolu olduğunu sanan ve........
© Milat
