Doğanın yolu, insanın yolu
İnsan, doğayla ilişki kurduğu sürece, doğa ve insan arasında bir bağlılık varolduğu sürece, insanın insanlığını koruması mümkündür. Doğa, insan için düşünme, duygulanma, duyarlı olma, ilham alma, bilgilenme, varolma ve değer üretmek için bitmez tükenmez kaynaktır. Akıl ve doğanın dışında yapay, sahte, kısıtlı ve kısırlı kurgulara kendini ve hayatını sığdırma gibi bir deliliğe kapıldığı zaman insan, hayata giden yolları kapatmakta, kendisini dışarıdan birkaç kişinin oluşturduğu kalıplara mahkum hale getirmektedir. Doğada çitler, duvarlar ve sınırlar yoktur. Hayatında sınırlar, çitler ve yasaklar yapan insanoğlu, doğayıda kendine benzetmektedir. Doğa, uçsuz bucaksız bir evrendir. Doğaya kendi yapaylığını dayatan insan, aslında doğanın doğallığını kendi hayatında takip etmelidir. Doğanın hakimi olmak saplantısından ve sapkınlığından bir an önce kurtulması gereken insanlar, doğayı kendilerine doğruluk, iyilik, güzellik ve mutluluk kaynağı olarak almayı öğrenme ihtiyacındadırlar.
Doğada aşk, umut ve tutku vardır. İnsanın aşklarına, umutlarına ve tutkularına karabasan gibi çöken, saçma sapan emir ve yasaklarla hayatı cehenneme çeviren köhnemiş ve körelten kalıblar yerine doğada hakim olan hep yeni, diri ve taze olanı esas almak, yapıcı ve yaratıcı olandır. Doğa uyandırır, uyarır, yol gösterir, yol verir ve yol yapar. İnsanın yolu ve yoldaşı, doğadır. Doğanın yolunu ve yoldaşlığını kaybettiğinden beri insan, vahşet halinden kurtulmamıştır.
Doğada vahşet ve vahşilik yoktur. Doğanın........
© Milat
