Tarihî Dönüşümlerin Şehri İstanbul
Yaşadığımız deprem, bize İstanbul’un kıymetini bir kere daha hatırlattı. İstanbul daha çok korumamız gereken muhteşem bir şehir.
Hafta ortasında, 23 Nisan 2025 Çarşamba günü Marmara Denizi’nde meydana gelen, başta İstanbul olmak üzere bazı şehirlerimizi etkileyen 6.2 şiddetindeki depremin artçı sarsıntıları devam ediyor. Şüphesiz tarih boyunca meydana gelen zelzeleler birçok tahribata, ölüme, acıya ve gözyaşına yol açmıştır. Ve depremler, bilimin bu kadar ilerlemesine rağmen henüz önceden kestirilemiyor, yer ve zamanları evvelce tayin edilemiyor. Peki, ne yapacağız, nasıl hareket edeceğiz? Öncelikle önlemleri almak mecburiyetindeyiz. “Önce tedbir sonra tevekkül.” buyurulmuştur. Tabii ki bütün tabii afetler, felaketler insanoğlunun başına gelebilir ancak bunlarla karşılaşmadan önce tedbirlerimizi alabiliriz. Mesela depremlerden önce mutlaka şehirlerdeki bütün binaları kontrol etmeliyiz. Ağır hasarlı olanlar acilen tespit edilmeli ve yıkılmalıdır. Orta hasarlılar da ihmal edilmemeli, apartman sakinleri bir araya gelip çözüm yolları bulmalıdır. Bazı kişilerin gamsız olduğunu görüyoruz. “Ne gerek var binayı yıkmaya. Altmış yıldır oturuyoruz, bugüne kadar bir şey olmadı.” diyerek aşırı iyimserlikte bulunanlar çıkıyor. Allah korusun ilk depremde belki de oturduğu apartman yıkılacak ve kendisi enkazın altında kalacaktır. Demem şu ki bir an önce bir “deprem seferberliği” başlatılmalıdır. Buna devletimiz de milletimiz de bütün varlığıyla katılmalıdır. Aksi takdirde meydana gelecek facialardan sonra ağlayıp sızlamanın ve dövünmenin hiçbir yararı yok. Cenabı Allah başta İstanbul olmak üzere bütün şehirlerimizi, Türkiye’mizi, İslam âlemini, Türk dünyasını ve yeryüzünü her türlü felaketten, afetten, tabii musibetlerden korusun.
CANIM İSTANBUL
İstanbul için yazılan şiirlerin, hikâyelerin, romanların haddi hesabı yok. Onun yolunda yakılmış türküleri biliyor, seviyoruz. “İstanbul Medeniyeti”, “İstanbul Beyefendisi”, “İstanbul Hanımefendisi”, “İstanbul Türkçesi”, “İstanbul Terbiyesi”, “İstanbul Kur’an Okuyuşu” diyoruz. Daha bunun gibi pek çok deyim, kavram ve söz dilimizi ahenkle süslüyor. Peki bunları hakkıyla yaşatabiliyor muyuz? İstanbul camilerinin, türbelerinin, çeşmelerinin, mezarlıklarının, sebillerinin, medreselerinin kıymetini tam manasıyla biliyor muyuz? Bence birinci gündem maddemiz bu olmalı? İstanbul muhtemel bir depremden nasıl kurtulur? Veya meydana gelecek bir sarsıntı, en az hasarla nasıl atlatılır? Bütün resmî kurumlar, sivil toplum kuruluşları, vatandaşlar, bilim insanları, aydınlar, gazeteciler bunun üzerinde kafa yormak zorundadır. Tabii sadece İstanbul değil diğer 80 şehrimiz için de benzer çalışmalar yapılmalıdır. Araştırmalar, paneller, sempozyumlar, arama konferansları, ilmî yayınlar şart! Bunları düşünmedikten ve uygulamadıktan sonra sıkıntılar asla sona ermez. Hastanelerimizin, okullarımızın yapı stoku nasıldır? Tarihî semtlerdeki binalar ne durumda? Camilerimiz kaç yıllık ve güçlendirilmiş mi? Hepsini öğrenmek, bilmek, arızaları tespit etmek ve bunlara çözüm yolları bulmak zorundayız.
İSTANBUL’A DAİR
İstanbul’a dair kaleme alınan kitapları severim. Zira yaşadığım şehirden........
© Milat
