Hüsrev Hatemi
Sevgi hissi, insanoğlunda kolay oluşmuyor. Zorlamayla birine muhabbet besleyemezsiniz. Gerekiyorsa veya mecbur kalırsanız belki saygılı davranırsınız ama sevme duygunuzda hürsünüz. Hiç kimse bu hususta sizi mecbur edemez. Ziya Osman Saba Sevgisi kitabımı yıllar önce hazırlarken bunu yakinen görmüştüm. Neredeyse bütün ediplerimiz, Sebil ve Güvercinler şairini sevmiş ve hakkında takdir dolu yazılar yazmıştı. Benzer bir şairimiz var bugün aramızda. Hem çok sevilen hem de kendisine hürmet beslenen: Hüsrev Hatemi Hoca.
Geçenlerde aziz dostum şair ve yazar Hüseyin Akın, beni aradı ve Hüsrev Hoca hakkında bir saygı kitabı hazırladığını bildirdi. Çok sevindim. Benden de yazı isteyince hemen kolları sıvadım. Daha önce aziz Hocamız ve kıymettar eserleri hakkında pek çok yazı yazmıştım. Şükürler olsun ki, aşinalığımız kadimdir. Toplantılarda sohbetlerini,tebessüm ederek dinleyip istifade ettik. Bazı büyüklerimiz vardır ki, onları sürekli anmak, kendilerinden, hayatlarından, eserlerinden, nüktelerinden ve fikirlerinden bahsetmek istersiniz. Hüsrev Hoca bu kafiledendir. Oturup yeni bir yazı yazmaya çalıştım. Mehmed Âkif der ya: “Dili yok kalbimin bilsen ondan ne kadar bîzarım.”
Büyüklerimizin rahatsızlıkları bizi endişelendirir, kaygılanırız. Bir süre önce Hüsrev Hocamızın hastanede yattığını öğrendiğimde Muhsin Karabay ile hemen yola koyulmuş, muhterem Hocamızı ziyarete gitmiştik. Endişemiz yersizdi, Hocamız gayet iyiydi, hamdolsun. O ziyaret, ikimiz için de unutulmaz hatıralar şölenine dönüştü. Biz aslında edebiyat dersi almaya gitmiştik. Hoca böyledir. Her vakit faydalı, hikmetli, anlamlı ve güzel konuşur, heybesindeki inci mercan hakikatlerle sizi donatır. Yaygın ve doğru tabirle “hem hekim, hem de hakîmdir.” Sadece beden tabibi değil aynı zamanda ruh doktorudur.Zihniniz........
© Milat
