Dünyanın Utanç Karnesi: Gazze
Her şey gözümüzün önünde cereyan ediyor. Cenazesini taşıyan Gazzelilere saldıran katil İsrail’i görüyoruz. Yardım bekleyen aç ve masum Filistinlilerin üzerine tanklarını süren alçak İsrail robotlarını da… İnsanları, binaları, mezarlıkları, mabetleri yerle bir eden bu suç şebekesi, ABD ile işbirliği hâlinde katliamlarına aralıksız devam ediyor. Bilge Kral Aliya İzzetbegoviç, “Ben Avrupa’ya giderken kafam önümde eğik gitmiyorum. Çünkü çocuk, kadın ve ihtiyar öldürmedik. Çünkü hiçbir kutsal yere saldırmadık. Oysa onlar bunların tamamını yaptı. Hem de Batı’nın gözü önünde; Batı medeniyeti adına.” demişti.
Burada da değişen bir şey yok. ABD ve Batı, tasmalı kuduz mahlûkunu öne sürerek cinayetlerine devam ediyor. Vatansız İsrail, “vatanın kutsallığını” nereden bilecek? Onun için Netanyahu şeytanı gece gündüz buradaki 2 milyon Müslüman Gazzeli’ye yer arıyor. Onları kendi topraklarından, babalarının yattığı yerlerden sürmek istiyor. Komşu ülkeleri ikna edemeyince şimdi de Afrika ülkelerinde onlara yer bulmaya çalışıyor. Katil ve toprak hırsızı İsrail, Batı Şeria’da işgal konutları kurmanın hayali peşinde. Bu vatansız, soysuz ve alçak İsrail bilmez ki vatan mukaddestir. Müslümanlar, “Vatan sevgisi imandandır.” buyuran Şanlı Peygamberin ümmetidir. Bunun için Filistinliler şehadet şerbetini içer de vatanını asla terk etmez. Ne diyordu Aliya: “Vatan neden terk edilmez? Terk edilmez çünkü yanımızda mezarları götürmek mümkün değildir, çünkü babalarımızın, dedelerimizin mezarları bizim kökenlerimizdir. Kökünden kopartılmış bir bitki yaşayamaz. Velhasıl burada kalmalıyız!..”
Gazze elbette kurtulacak. Filistinliler zalim İsrail ve suç ortağı ABD’nin tasallutundan kurtulacak O günler uzak değil inşallah. Ama İzzetbegoviç’in şu düşündürücü, hikmetli, bilgece sözünü de asla unutmayacağız: “Her şey bittiğinde hatırlayacağımız şey düşmanların sözleri değil dostların sessizliği olacaktır.” Gazze için kimlerin içi yandı, parçalandı? Hangi omurgasızlar, beyinsizler, kalpsizler çağın bu utanç soykırımını umursamadı? Durup düşüneceğiz ve bunu hep hatırlayacağız.
MEDENİYET SOHBETLERİ
Tarih, inanç, medeniyet ve insanlık düşmanı İsrail’e karşı bizim muhteşem bir medeniyetimiz, muazzam bir tarihimiz, geçmişimiz vardır. İrfanımızın insani vasfını bilim ve sanat insanları devamlı olarak onlatıyor. Bu şahsiyetlerden onu yeni yayımlanan Medeniyet Sohbetleri kitabımızda bir araya getirildi. Kendileriyle 30-40 yıl öncesinde görüştüğümüz bu abide şahsiyetler, göz kamaştıran sanatımızı, zarif kültürümüzü yaptığımız sohbetlerde ayrıntılı biçimde ifade etmişlerdi. O röportajlardan seçtiğimiz bazı bölümleri okuyalım:
Merhum Ahmed Yüksel Özemre, “irfan nedir?” sorumuza şu cevabı veriyor: “Bence irfan: temkin, teenni, edeb, sehâvet ve adâlet üzere ‘ilmiyle amel etmek’ demektir. Bunun........
© Milat
