menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Vicdanın son sığınağı

27 0
yesterday

Bazen bir manşeti anlamak için, o manşetin içinde yaşayan ruhu hayal etmek gerekir. Soğuk bir istihbarat haberini, sıcak bir insan hikayesine dönüştüren şey, o habere maruz kalan birinin zihnindeki fırtınadır. Gelin, bir anlığına Moskova’da, gecenin bir yarısı, ekranının karşısında o tarihi kararı vermek üzere olan isimsiz bir insanın zihnine misafir olalım...

Gecenin bir yarısı imleciyle karşı karşıya kalan insan: bir tıklama tarih yazar, bir başka tıklama hayatları karartır.

Gecenin bu saatinde Moskova, penceremin önünde milyonlarca ışıkla nefes alıp veren devasa huzurlu organizma gibi uyuyor. Ama bu dairede, tek ışık kaynağı monitörümün mavi filtresinden sızan o yapay sıcaklık. Parıltının tam ortasında imlecim yanıp sönüyor; geceyle yarışan tek kalp atışı. Bir kapının eşiğindeyim. Adı Sessiz Kurye. Birkaç gün önce, eski casusluk masallarının gölgesinde yaşayan bir şehirden sızan fısıltıydı bu: Batı’dan açılan kriptolu şifrelerle bezenmiş o kapı. Rejimlerinin yalanlarından bunalmış, “paylaşacak gerçekleri olan” insanlara uzatılmış gizli bir el. Ve ben, o eli tutup tutmamayı düşünen isimsiz bir bürokratım.

Buraya bir gecede gelmedim; yıllar biriktirdi beni. İçimde biriken küçük zehirler, her gün imzalamak zorunda kaldığım anlamsız raporlar, gerçeği büken istatistikler ve vicdanımı her gün biraz daha aşındıran o küçük tavizler… Ekrana........

© Milat