menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

III. Erdoğan ve yeni nesil diplomasi

24 0
06.10.2025

Tarihin fısıldadığı mekânlar vardır; duvarları, toprağı, hatta rüzgârı bile yaşanmışlıkların sükûnetiyle ağırlaşmış yerler. Bir zamanların darağacı gölgeli Yassıadası, bugünün Demokrasi ve Özgürlükler Adası; tarihin fısıltılarını duvarlarında hâlâ saklayan bir hafıza mekânıdır. Bu sembolik sahnede, Bosphorus Diplomasi Forumu'nun kürsüsüne doğru yürüyen genç bir sima, sadece bir konuşma yapmak için değil, adeta tarihin önünde bir imtihan vermek için ilerliyordu: Ömer Tayyip Erdoğan. Ve hemen karşısında, dinleyiciler arasında oturan dedesi Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın varlığı, o anı sıradan bir hitabetin çok ötesine taşıyarak, nesiller arası bir miras devrinin sessiz, ancak bir o kadar da görkemli bir beyanına dönüştürüyordu.

Kamuoyu hafızasının en köklü yanılgısı, kudretli bir soyadının, hayatın bütün kapılarını zahmetsizce açan sihirli bir anahtar olduğudur. Oysa hakikat, bu hükmün tam zıddı bir yolda, çetin bir patikada gizlidir. Böyle bir doğum, bir lütuf değil, daha ziyade omuzlara yüklenen ve her adımda ağırlığı hissedilen demir bir gömlektir. Standartların herkes için olduğundan daha yukarıya çekildiği, her kelimenin milyonlarca göz tarafından tartıldığı bir arenada rüştünü ispat etmek, sıradan bir gayretin fersah fersah ötesinde bir adanmışlık ve sarsılmaz bir irade gerektirir. Ömer Tayyip Erdoğan’ın karşılaştığı ilk sınav da burada başlar: Manevi bir pusula inşa edebilmek. Akademik hayatından kopmadan Kur'an hafızı olması, bir imtiyazın değil, çelikten bir sabırla dövülmüş bir karakterin ilk nişanesidir. Bu zihinsel ve ruhi disiplin, fiziksel bir adanmışlıkla da perçinlenir: Hem geleneksel okçuluğun tarihi mirasına hem de modern okçuluğun milimetrik hassasiyetine olan vukufiyeti ve bu alandaki başarıları, onun karakterindeki odaklanma gücünün ve hedefe kilitlenme iradesinin bir başka tezahürüdür. Elbette,........

© Milat