Her şey çok güzel olmuyor
Hepimiz, en temiz yürekle öğrendiğimiz o ilk kuralı çiğneyerek büyüdük: ‘Yalan söyleme.’ Oysa hayat, o kural kadar basit değildi. Siyahla beyazın arasına sıkışmış binbir gri tonun varlığını, bazen canımız yanarak öğrendik.
Anladık ki, en masum niyetler bile gerçeğin soğuk nefesi karşısında bir an duraksıyor. Hepimiz yalan söyledik. Bazen bencilce, evet. Ama çoğu zaman kalbimizdeki birini korumak için. Tıpkı, uzun bir günün sonunda telefonda annemizin endişeli sesine ‘İyiyim, yorulmadım’ diye fısıldarken olduğu gibi. O fısıltının ardında, onun uykusuz kalmasından duyulan endişe, yorgunluğun kendisinden daha gerçektir. Peki ya sonra? Bu bizi kötü insanlar mı yapar? Yoksa asıl niyet, kelimelerin önüne geçen o görünmez anlam mıdır?
Zira asıl mesele ne söylediğimizden çok, neden söylediğimizdir. Bazen bir yalan, acımasız bir gerçekten daha merhametli bir sığınak olabilir. İşte burada başlar gri tonlar. Şehir bize dinamizm........
© Milat
