Bizi bize düşürme sanatı
Türkiye, her geçen gün daha da güçlenen, sözü daha gür çıkan, kendi rotasını kendi çizen bir ülke oldukça, üzerimizdeki gözlerin de şekli değişiyor. Artık karşımızda sadece topla tüfekle gelen ordular yok. Düşman artık çok daha sinsi, çok daha akıllı ve doğrudan doğruya zihinlerimizi, kalplerimizi, irademizi hedef alan bir yöntem kullanıyor. Sahnesi sosyal medya, silahı yalan haber, mermisi ise bizi biz yapan değerlere yönelik itibar suikastleri olan yeni bir savaşın tam ortasındayız. Bu, milletimizin arasına nifak tohumları ekmeyi, devletimize olan güveni sarsmayı ve o büyük yürüyüşümüzü yavaşlatmayı amaçlayan modern bir operasyondur. Peki, bu görünmez düşmana karşı en büyük kalemiz, en sarsılmaz siperimiz nedir?
Bu sinsi operasyonların en tehlikeli silahı, bizim dijital dünyada bıraktığımız izlerden inşa edilen o sanal kopyalarımızdır. Adına ister dijital ikiz deyin, ister sanal gölge. Kötü niyetli odaklar, bu kopyalar üzerinden toplumumuzun hassas noktalarını, duygusal fay hatlarını ve bizi nelerin harekete geçirdiğini kusursuz bir şekilde analiz ediyor. Farkında mıyız? Zaten fitne ve fesat üzerine kurulu bir yapıdan ne gele gele? Onların elinde bizim en masum beğenilerimiz, en anlık öfkelerimiz, milli birliğimizi hedef alan bir silaha dönüşebiliyor. Bir gencin tarihine olan merakını, bir annenin evladı için duyduğu endişeyi, bir esnafın gelecek kaygısını........
© Milat
