menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Algının kilitli kapıları

23 0
02.07.2025

Kendinizi modern bir sanat galerisinin steril sessizliğinde, bembeyaz duvarların ortasında hayal edin. Tam karşınızda, devasa bir tuval asılı duruyor; belki de beyaz bir zemin üzerine atılmış tek bir siyah kare ya da ilk bakışta anlamsız görünen renk sıçramaları. Etrafınızdaki diğer ziyaretçilerin yüzlerinde saygılı bir tefekkür ifadesi var, ancak sizin içinizde tanıdık bir fısıltı yükseliyor: "Bunu ben de yaparım." Bu his, sanat eseriyle aranıza giren, onu anlaşılmaz kılan bir cam duvardır.

Bu kafa karışıklığı anında donup kalalım ve kendimize temel bir soru soralım: Bir sanat eseri, bize baktığımızda gördüğümüz şeyden mi ibarettir? Yoksa "bakmak" ile "görmek" arasında, ancak doğru anahtarlarla açılabilecek gizli bir kapı mı vardır? Bu sorunun cevabını ararken, sezgisel ilhamların ötesine geçip bize bir alet çantası sunan bir isme yönelmemiz gerekiyor: İsmail Tunalı.

Tunalı, bir ilham perisi değil, bir mimardır; düşüncenin dağınık parçalarından sağlam bir yapı inşa eden bir sistem kurucusudur. Onun başyapıtı niteliğindeki Estetik adlı eseri, sanat karşısında hissettiğimiz o yabancılaşmayı kırmak için bir kılavuz gibidir. Bize, ilk bakışta anlamsız görünen sanat eserlerini anlamak için gerekli olan zihinsel bir çerçeve sunar. Bu çerçevenin bize öğrettiği ilk ders ise **"estetik tavır"**dır.

Bir ağaca baktığınızda ne görürsünüz? Bir marangoz, o ağaçtan ne kadar kereste çıkacağını hesaplar; bu, pratik bir tavırdır. Bir botanikçi, ağacın türünü analiz eder; bu da bilimsel bir tavırdır. İsmail Tunalı’ya göre........

© Milat