Madleen ve vicdanın sesi
Bölgedeki 2 milyon insanın ciddi gıda yetersizliği ile karşı karşıya kaldığı Gazze, 2 Mart’tan bu yana tam bir gıda ablukası ile karşı karşıya... Bu abluka, sadece malzeme ve hizmetlerin değil, aynı zamanda umudun, dayanışmanın ve insan onurunun da hedef alındığı bir kuşatmaya dönüştü... Uluslararası hukuka ve vicdana meydan okuyan bu kuşatma karşısında yöneticiler pasif ve işbirlikçi tavırlarını sürdürmeye devam ediyor. Sivil inisiyatifler ise bu sessizliği delmeye çalışıyor.
Özgürlük Filosu Koalisyonunun bir parçası olan Madleen gemisi, soykırımcı İsrail’in Gazze Şeridi’ne yönelik yasa dışı ablukasını protesto etmek ve bölgeye insani yardım ulaştırmak amacıyla 1 Haziran’da İtalya’nın Sicilya adasındaki Katanya limanından yola çıkmıştı.
Madleen gemisinin adı, Gazze’nin ilk ve tek kadın balıkçısı Madleen’den geliyordu. Gemi, geçtiğimiz ay İsrail dronlarının Malta açıklarında vurduğu Conscience gemisinin ardından hemen demir almış, umut yolculuğuna başlamıştı.
Madleen, Akdeniz’in mavi sularında yüzen sıradan bir gemi değildi. O, içindeki 12 gönüllü aktivistle birlikte, dünyanın abluka altındaki en büyük açık hava hapishanesi olarak anılan Gazze’ye insani yardım ve moral desteği taşıyordu. Evet, Madleen’de 11 aktivist ve 1 gazeteci bulunuyordu. Geminin yolcuları sürekli olarak, “Ne olursa olsun denemeye devam etmeliyiz; çünkü denemeyi bıraktığımız an insanlığımızı kaybederiz” mesajını paylaşmaktaydı.
Gemi, herhangi........
© Milat
