menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Şakir Kurtulmuş’tan Bir Göç Hikayesi

14 11
05.11.2025

Tarihimiz şan ve şeref sahifeleri bir yana aynı zamanda hüzün ve acılarla dolu… Güçlü olduğumuz zamanlarda adaletimizden ve merhametimizden istifade edenler gücümüzü kaybettiğimizde üzerimize bir karabasan gibi çöküvermiş.

Asla bir emperyalist olmadığımız için yüzlerce yıl hakimiyetimiz altında yaşayanlar bu süreçte ne dillerini ne de dinlerini unuttu. Onları asimile etmedik. Etmediğimiz içindir ki birçoğu aradan geçen dört yüz, beş yüz yıl geçmesine rağmen başta İngilizler ve Ruslar olmak üzere düveli muazzamanın kışkırtmalarıyla bağımsızlık için baş kaldırıp bizleri nihayetinde Anadolu’ya çekilmek zorunda bıraktılar.

Anadolu’ya çekildik amma geride soydaşlarımızı, dindaşlarımızı boynu bükük, hamisiz, öksüz ve yetim bıraktık. Balkanlardan Afrika coğrafyasına, Kırım’dan Yemen’e kadar beş milyon km2’lik bir alanda milyonlarca dindaş ve soydaş…

Hele Anadolu’dan alıp Balkanlara yerleştirdiğimiz soydaşlarımızın durumları içler acısıydı. Şakir Kurtulmuş da Çıra Yayınlarından çıkan Eylül 2025 tarihinde çıkan “Uzakta Bir Tren Sesi” isimli kitabında ailesinin Bulgaristan’dan Anavatan’a göçüş hikayesini tüm çıplaklığıyla anlatmış. Okurken etkilenmemek, üzülmemek elde değil.

Şakir Bey’e babası Hamit Kurtulmuş’un, dedesi Şakir Kurtulmuş’un, annesi Hasme Hanım’ın anlattığı bu iç burkan göç hikayesi gerçekten ibretlik ve filmlere konu olacak nitelikte. O bile kitabı neden yazdığında dair bize şu bilgileri veriyor.

Hep merak etmişimdir, nasıl gerçekleşti acaba bu göç diye. Nasıl başardılar, nasıl planladılar, neler düşündüler? Çok mu zorluk çektiler, tahmin ediyorlar mıydı gelebileceklerini? Gelirken neler hissettiler, nasıl vedalaştılar, geride kalanların hüznünü nasıl taşıdılar? Evlerini, tarlalarını, hayvanlarını bırakıp anavatan bildikleri bir ülkeye birkaç........

© Milat