menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Erzurum Ramazanları-4

12 0
28.03.2025

Türk edebiyatının büyük hocalarından Prof. Dr. Mehmet Kaplan, bir yazısında eski Karagöz, meddah ve ortaoyununun Ramazan gecelerinin mahsulü olduğunu ve Anadolu’da yaşanan Ramazan gecelerinde halk kahvehanelerinin günümüzde de çok canlı olduğunu ve bu kahvehanelerde halk hikâyeleri anlatıldığını belirtmektedir. Kaplan, “Atatürk Üniversitesi açıldığı zaman, Erzurum’da bir Ra­mazan gecesi gittiğim bir halk kahvesinde eski Türk hikâye ve destanlarını çok güzel anlatan Behçet Mahir Efendi’yi tanımıştım. Okuma yazma bilmeyen, mesleği seyyar satıcılık olan bu halk adamından pek çok şey öğrendim. Ramazan boyu her gece ayrı bir hikâye anlatan Behçet Mahir’in ağzından, teyple pek çok hikâye tespit ettik. Bunlardan Köroğlu, basılınca koca bir kitap teşkil etti.” demektedir. (Özden, Erzurum’da Ramazan, 152-153.)

Mehmet Kaplan’ın bu tespitinden hareketle Erzurum’un, halk hikâyelerinin anlatıldığı en canlı şehirlerimizden biri olduğu söylenebilir. Eski yıllarda halk hikâyeleri sadece kahvehanelerde değil, evlerde de anlatılırmış. Bunun en canlı örneği de rahmetli dedemin anlattığı hikâyelermiş. Benim çocukluğum, annemin dedemden öğrenip anlattığı hikâyeleri dinlemekle ve evlerinin kış boyunca nasıl dolup taştığını dinlemekle geçti diyebilirim. Dedem Abdurrahman Bey’in anlattığı hikâyeleri dinlemek için, uzun kış ve Ramazan gecelerinde konu komşu ve hısım akraba, haftanın belli günlerinde dedemlere gelir ve dedemin anlattığı hikâyeleri dinlermiş. Bu hikâyelerin anlatımı, birkaç ay sürermiş. Gerek annemin, gerekse o günlerde dedemin hikâyelerini dinleyen yakın akrabalarımın anlattıklarına göre dedem, sözgelimi........

© Milat