menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Silivri Fırlaması’nın Türkiye Rüyası

42 0
03.08.2025

Bizim mahallenin mescidinin imamı, sağ olsun, gün doğmadan davudi sesiyle uyandırır beni. “Hadi bakalım, kalk, dünya telaşına dalmadan ruhunu cilala!” der gibi. Ama bu Cuma, sabah 06:13’te, tam kahvemi yudumlarken, sosyal medyadan bir bildirim: “pling!” Silivri’nin uzatmalı, ebedi konuğu İstanbul Kemirgeni’nin medyasından bir post düşmüş.

Açtım, okudum, kahkahayı bastım.

Post, aynen şöyle: “Silivri Fırlaması Buyruğudur: Kuvvetler ayrılığı yeniden tesis edilecek. Yargı yürütmenin tasallutundan kurtarılacak. Hukukun üstünlüğü sağlanacak. Seçimler adil olacak. Liyakat esas alınacak. Medya özgürleşecek. Düzenleyici kurumlar özerkleşecek. Yerel yönetimler güçlendirilecek. Temiz siyaset hâkim kılınacak. Refah, adalet, bereket birlikte sağlanacak.”

Hah! Sanki Silivri’den fırlamış bir Hammurabi, yeni kanunlarını altın tabletlere kazıyor. Ama bir dakika, bu vaatler tanıdık.

Silivri Fırlaması’nın liyakati, sadakati; adaleti, kendi koltuğuna biatı; bereketi, kendi cebine methiye değil mi?

Yapar mı, yapar! Çünkü bir adamın sözünün kıymetini icraatları tartar. Silivri Fırlaması’nın liyakati, “sadık yoldaşlarla soygun düzenbazlığı” demek. Ama sadakatsiz liyakat mı olur? Her maddenin gizli öznesi: “Sadakat, sadakat, sadakat!”

Silivri Kanunları’nın satır araları, her duruma, her şarta uyan, her daim eklenen cinsten.

Buyurun satır........

© Milat