Kemalizm Hapishanesi: Türkiye
Z kuşağı bilmez ama anaları/babaları olan bizler, daha ilkokul birinci sınıfa adım atar atmaz, Siyonist soykırımcı terör örgütü İsrail’in Gazze’ye aralıksız yaptığı bombardıman gibi bir Kemalizm bombardımanına tabi tutulduk, taaa liseyi bitirene kadar.
Hani şu her köşe başında bir Atatürk büstü, her evde bir Nutuk, her yürekte bir “vatan bölünmez” nidasıyla bizi büyülemeye çalıştılar hep. Sanki Orwell'in "1984"ünün “Türkiye özel baskısı”nda yaşıyorduk.
Özellikle kadın öğretmenlerimiz birer Kemalist rahibe gibi misyonerlerdi.
Mesela “vatan sevgisi” dedin mi, sana bir güzel Kemalizm paketi dayarlar, ambalajı şık, içeriği muamma. Öyle bir paket ki, içine ne koyarlarsa yersin: Bir gün antikomünist, bir gün ırkçı, bir gün İslamofobik… her devrin jokeri yani!
Her sabah başlayan ayin: Önce Andımız, ardından günün Kemalist vaazı. Öyle bir sistem ki, Vatikan bile "Yahu biraz fazla olmadı mı?" diyecek cinsten. Rahibelerimiz öyle bir misyonerlik yapardı ki, Teresa Ana bile yanlarında çırak kalırdı.
Zafer kazanıldı, vatan kurtuldu, eyvallah. Ama sonra? Sonra işler biraz “ben bilirim”moduna kaydı. Muhalifler mi? Hadi........
© Milat
