Kâğıttan ekrana geçiş
Bir zamanlar, dolma kalemlerin zarif çizgileri, kurşun kalemlerin silinebilir izleri ve daktiloların mekanik ritmi, yazma eylemini bir ritüele dönüştürürdü. Kalemlerimizi mürekkebe batırıp kâğıt üzerinde kelimeleri dans ettirirdik. Her bir kelime, sayfa üzerinde yerini bulana kadar sabır ve emekle zamanın rüzgârı ve teknoloji ile, bu büyülü dünyadan farkında olmadan uzaklaşmış olduk.
Yazmanın sanattan çok bir gereklilik haline geldiğini söylemeliyim. Artık parmaklarımızın ucunda dijital klavyeler, gözlerimizin önünde parlak ekranlar var. Bilgisayar ve telefon, kâğıt ve kalemin yerini aldı. Yazmak, bir tıklama meselesine dönüştü. Hızlı, pratik ve verimli; fakat bir o kadar da ruhsuz. Kâğıdın kokusunu, kalemin dokunuşunu, mürekkebin izini arar olduk.
Daktilolarımız vardı, onları da unuttuk. Daktilomun tıkırtısında her bir harf, her bir kelime, parmaklarımın ucunda bir şarkının melodisinin notaları gibi yankılanırdı odada. İlk daktilomu bir ansiklopedide madde yazarlığı yaptığımda aldığımda ne kadar sevindiğimi hatırladıkça dışarıdan........
© Milat
visit website