Din Yorgunu Toplum
Bugüne kadar hem kendinizde, hem çevrenizde çok çeşitli isimlerle tanımlanan yorgunluklara şahit olmuşsunuzdur.
Hatta bazı iş yerlerinin cephelerinde kendilerine soru sorulmamasını isteyen, adres tarifi yorgunları bile görmüş olabilirsiniz.
İnsan alın teri döker bedeni yorulur, hakikati aramak, araştırmak için bilginin peşinden koşmak, belgelerin tozlu sayfalarında kaybolmak insanı yorar, göz yorulur.
Düşünceleri kelimelere dökmek insanı yorar, çünkü yazının da bir bedeli vardır. Yazının bedeli muhatapların, okuyanların, sorgulayanların, yanlış anlayanların, eksik bulanların hatta kendine yontanların verdiği yorgunluktur.
İnsanı sadece kendi yaptıkları değil, bazen toplum yorar.
Toplumdan gelen en ağır yüklerden birisi tanıdıkların taşıdığı bakıştır.
İnsanı en çok yoran hususlardan birisi de, yanında yürüyen insanların bitmek bilmeyen sözleridir. Yani asıl yorgunluk, insanın kendi işinden ve kendisinden değil, çevresinden iş edinip de sırtına aldığı veya sırtına çevresi tarafından konulan yüklerden gelir.
İnsanları kendi işi, kazancından alınan vergisi, kendi işinden olmadığı halde sırtına yüklenen yanlış işlerden, kendini anlatamadığı konulardan, bitmeyen sonuçsuz tartışmalardan, oluşan sıkıntının yanında, evinin ailesinin geçimi yorar.
Bundan dolayı insanı insan yorar, tanıdıkları yorar, toplumu ise toplum yorar.
Bunun nedeni yaşadığımız hayatta, yaptıklarımız kadar seçtiklerimizden dolayı yükümüzün ağırlaşmasıdır.
İnsanlarda ve toplumlardaki yorgunluğun çeşitleri olarak, fiziksel yorgunluk, zihinsel yorgunluk, duygusal yorgunluk, sosyal yorgunluk, mental yorgunluk ve kronik yorgunluktan sonra kurumlar,........
© Merhaba Haber
