Kendine Tahammül Edebilir misin?
Alıntısı sıkça yapıldığı için, Charles Bukowski'nin yazmış olduğu şu satırları
belki daha önce bir yerlerden okumuş olabilirsiniz: "Sabah kimse uyandırmadığında, gece bekleyenin olmadığında ve ne istersen yapabildiğinde, bunun adını özgürlük mü koyarsın yoksa yalnızlık mı?"
Bir düşünelim...
Yalnızlık ve özgürlük kavramlarının arasındaki bıçak sırti farkı ve dirsek teması mesafeyi sorgulayan bu yaklaşım, net bir cevaba halen ulaşamamıştır ve zaten ulaşmış olsaydi dahi, ancak ve ancak subjektif ve öznel bir yanıt olurdu bu. Ki insan, bu tarz sorgulayışlari illa ki kendi süzgecinden geçirmek ve bunlara bir de kendi penceresinden bakmak ister. Oldukça kişisel işler... Dolayısıyla tam da bunu yapacağım şimdi. Nerede benim pencerem, haniymiş benim süzgecim?
Yalnızlığı, kurtulunması, uzaklaşılması ya da şifalandırılması gereken bir illet ya da distopya olarak algıladığımız zaman, insanî bir telaş, acemilik ve acelecilikle hemen bir reçete oluşturmaya çalışacağız, el yordamıyla. Öyle, çalakalem... Bir ya da bir kaç kişi ya da sebep bulmaya ve onlara can havliyle tutunup onlarla bağ kurmaya........
© Merhaba Haber
