menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Yener Orkunoğlu yazdı: Siyasal çürüme, otoriter pazarlık ve muhalefet

16 1
13.09.2025

Yener Orkunoğlu bu yazısında CHP’nin karşılaştığı baskılar, toplumsal kutuplaşma, popülist liderlerin yükselişi ve rejimin siyasal stratejilerini detaylarıyla ele alıyor.

Çağımızda dünya genelinde, özellikle liberal kapitalizmin egemen olduğu ülkelerde, siyasetin bir çürüme ve yüzeyselleşme yaşadığı yaygın kabul görüyor. Siyasal alanda çürüme ve yüzeyselleşmenin birçok nedeni var.

Siyasal çürüme, toplumsal çürümeden ayrı tutulamaz. Özellikle 80’li yıllardan sonra liberal ekonomik politikaları uygulamak için, Türkiye gibi ülkelerde TV dizileri aracılığıyla toplumu uyutma, uyuşturma ve çürütme çabaları yoğunlaştırıldı. Öte yandan köhnemiş düşünceleriyle modern toplumu yönetmek isteyen siyasal İslamcıların, toplum üzerindeki ideolojik etkileri de toplumsal ve ahlaki çürümenin önemli bir nedenidir.

Öteki dünyayı temel alan bir teolojik görüşün, bu dünyadaki ahlak anlayışı konusunda söyleyeceği bir şey yoktur. Saray rejimi, toplumsal çaresizlik, siyasi umutsuzluk yayarak toplumsal özneleri olumsuz bir biçimde etkilemektedir. Ayrıca dinin genel olarak seküler ahlakla çeliştiği görüşü, birçok filozof tarafından ileri sürülmüştür. Altı yaşındaki kızlarla cinsel ilişkiyi kabul eden bir din ahlakını, modern insanın ahlak anlayışı asla kabul etmez.

Fakat bu yazımda toplumsal çürümeyi değil, siyasal çürüme konusunu ele alıp, siyasal çürümenin üç nedenine kısaca değineceğim.

Birinci neden; ekonomik eşitsizliklerin, sosyal adaletsizliğin artması ve adalet duygusunun zayıflamasıdır. Yolsuzluklar ve liyakatsizlik had safhaya ulaşmış durumda. Toplumun geniş kesimleri, mevcut sistemin kendilerine fayda sağlamadığı hissine kapılarak, geleneksel siyasi partilere ve devlet kurumlarına olan güvenlerini yitiriyor. Ancak yaşanan sorunlara gerçek cevap üretmekte aciz olan devletler, suni çözümler öneren popülist liderlerin yükselişine zemin hazırlıyor.

Bu durum, karmaşık toplumsal sorunlara basit çözümler sunan, popülist ve duygusal söylemlerin ön plana çıkmasıyla kendini gösteriyor. Gerçek çözümler yerine, yüzeysel ve milliyetçi çözümler öneren, “Biz” ve “Onlar” ayrımına dayanan popülist liderlerin yükselişini görmek için ABD ve Avrupa’ya bakmak yeter. Popülist liderler sorunların kökenlerine inmeyip, kolayca manipüle edilebilen duygu ve korkuları kullanarak destek topluyorlar.

Siyasal alanda yaşanan çürümenin ikinci nedeni; siyasetin kendisinin bir gösteriye dönüşmüş olmasıdır. Siyasetçiler, söylemlerini ve eylemlerini, kamuoyunun dikkatini çekmek ve medyada yer bulmak üzerine kuruyorlar. Böylesi bir yaklaşım ise uzun vadeli politikalar geliştirmek yerine, kısa vadeli ve anlık tepkilerle hareket etmelerine neden oluyor.

Oysa siyasetin amacı, geleceği kurmak için yaratıcı fikirler ve somut projeler ileri sürerek toplumsal özneleri harekete geçirmektir. Fakat bunları yapmak yerine, esas olarak........

© Medyascope