menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Yener Orkunoğlu yazdı: 250 yıldır neden bocalıyoruz?

11 3
20.09.2025

Siyasal gündemin hızla değiştiği dönemde bazen sığ görüşler yaygınlaşır. Bu nedenle güncel siyasetin dışına çıkarak, güncel olaylara hem tarih hem de gelecek perspektifinden bakmak, ufuk açıcı olabilir. Bu vesileyle, değeri henüz tam olarak anlaşılmayan sosyolog ve tarihçi Prof. Dr. Niyazi Berkes’in bir eseri üzerine birkaç şey söylemek istiyorum. Ancak Niyazi Berkes’in yaşamına kısaca değinmeden olmaz.

Türk sosyolog ve bilim insanı Niyazi Berkes, 1908 yılında Kıbrıs Lefkoşe’de doğdu, Liseyi Lefkoşe’de okuduktan sonra İstanbul’a gelerek 1931 yılında İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölümü’nden mezun oldu. 1935’te İstanbul Üniversitesi’nde sosyoloji asistanı olarak göreve başladı. Aynı yıl Chicago Üniversitesi’nde sosyoloji eğitimi almak üzere ABD’ye gitti. 1939’da Türkiye’ye dönerek Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi’nde sosyoloji doçenti oldu. Görevi sırasında “solculukla” ve “komünistlikle” suçlandı. 1948 yılında, Pertev Naili Boratav ve Behice Boran’la birlikte üniversiteden uzaklaştırıldı. 1952’de Kanada’nın McGill Üniversitesi’nde çalışmaya başladı ve 1975’te emekli olduktan sonra İngiltere’ye yerleşti ve 18 Aralık 1988’de orada vefat etti.

Niyazi Berkes pek çok önemli eser kaleme aldı. Özellikle Osmanlı İmparatorluğu’nun son döneminden Türkiye Cumhuriyeti’nin 1960’lı yıllarına kadar olan süreçte yaşanan modernleşme çabalarının neden başarısız olduğunu inceledi. Laiklik ve sekülerizm konularında araştırma yaptı. Berkes’e göre sekülerizm, dinin, toplumsal ve siyasal alandan tamamen çekilmesidir. Laikliğin, yalnızca devlet ile din ayrımı olarak dar bir biçimde anlaşılmasını eleştirdi. Berkes’e göre laiklik, kutsalın reddedilmesidir. Ancak Berkes’e göre, laiklik, genel olarak çok yanlış anlaşıldı; zira laiklik, dinin toplumsal ve siyasal yaşamdan çekilmesi olarak değil, dinin devlet tarafından yönlendirilmesi olarak anlaşıldı.

Berkes, “Türkiye’de Çağdaşlaşma” ve “200 Yıldır Neden Bocalıyoruz” gibi önemli eserlere imza attı. “Türkiye’de Çağdaşlaşma” isimli çalışması özellikle okunmaya değer bir kitaptır. Bu yazıda ise “200 Yıldır Neden Bocalıyoruz” konusundaki görüşlerine kısa değinmekle yetineceğim.

Berkes, Türkiye’nin “bocalamasının” ve geri kalmasının temelinde yatan nedenleri iki ana başlık altında irdeler: Osmanlı Dönemi ve Cumhuriyet Dönemi. Ona göre “geri kalış” iç ve dış dinamiklerden kaynaklanmaktadır.

Berkes, modernleşme düşüncesinin yeterince kavranamadığını vurgular. Ona göre Osmanlı döneminde iki olumsuz etken gündeme gelmiştir.

Birincisi; Osmanlı’daki modernleşme hareketlerinin, Orta Çağ zihniyetinden tam anlamıyla kopamayan bir aydın sınıfı tarafından yürütülmüş olmasıdır. Osmanlı aydınları, Batı’yı tam olarak anlayamamış, batılılaşmayı yüzeysel ve taklitçi bir şekilde ele almışlardır. Batı’nın bilimsel ve akılcı düşüncesi yerine, yalnızca harici kurumları taklit edildi. Bu yüzeysel yaklaşım nedeniyle, toplumsal ve ekonomik anlamda gerçek bir gelişme ve dönüşüm mümkün olmamış, reformlar yüzeysel kalmıştır. Osmanlı aydınlarının en büyük eksikliği, toplumsal gelişmede ekonominin önemini........

© Medyascope