Tarık Çelenk yazdı: Yeni muhafazakâr elitlerin istikameti körfezleşmek mi?
Güre tatil yöresindeki sosyolojik dönüşümleri, Cansu Çamlıbel ile yaptığım söyleşideki betimlemeler üzerinden anlattığımda, özellikle liberal aydınlar arasında büyük ilgiyle karşılanmıştı. Güre’de, 1999 yılında ilk tesisin kuruluşundan 2017’lere kadar devre mülk sahiplerinden biri olarak bu sürecin bizzat tanığı oldum. Burası, 28 Şubat sürecinde Refah Partisi, günümüzde ise Adalet ve Kalkınma Partisi ile siyasal temsilini bulan, düşük entelektüel yoğunluğa sahip ama güçlü bir Anadolu devriminin, yani “mahallenin”, adeta toplumsal laboratuvarı işlevini üstlenmişti.
Tesisteki varoluş biçimi, Güre’nin seküler turistik alanları ve Atatürkçü Düşünce Derneği çevresiyle irtibat kurarak, kaçınılmaz bir geçirgenlik ve karşılıklı iletişim alanı da yaratmıştı. Mahallenin yeni imkân sahipleri, kentin dev bloklarında kaybettikleri dayanışma ruhunu ve mahalle huzurunu burada yeniden inşa edebiliyorlardı; mescidinden kantinine kadar sosyal mekânlar bu atmosferi besliyordu. Hatta varlıklı elit mahalleliler dahi, Akdeniz’in lüks tatil beldeleri yerine, aile huzurunu daha sıcak hissettikleri bu mütevazı tesisi tercih etmeyi sürdürdüler.
Geçtiğimiz aylarda Ekopolitik platformunun yıllık toplantısı için yeniden Güre’de toplandık. Geleneğe uygun biçimde, muhafazakâr siyasetçi Bülent Arınç ile seküler aydın Mehmet Altan gibi farklı düşünsel kökenden isimler aynı masada buluştu. Seküler elitler, Güre’nin bu dokunulabilir tesisine ve sosyal atmosferine rahatça uyum sağladı; mekândan memnuniyetle ayrıldılar. Bölge, estetik bakımdan kusursuz olmasa da, temizlik, düzen ve yaşanabilirlik açısından baharın tazeleyici etkisiyle oldukça olumlu bir izlenim bıraktı.
Bu gözlemleri Marmaris’te tamamlamak üzere, kamuoyunun........
© Medyascope
