Tarık Çelenk yazdı: Üsküdar dergâhlarının düşündürdükleri
Bu cumartesi, bir kültür turizmi organizasyonu olan Sofos’un “Üsküdar’ın Gizemleri” turuna katıldım. Rehberimiz, sözlü tarih uzmanı Mustafa Bozkurt’tu. Gezi, sıkışmış Üsküdar’ın Zeynep Kamil yamacındaki, adeta küçük bir saklı cenneti andıran eski Bandırmazâde Tekkesi ve kabristanı civarında başladı.
İlk ziyaret duraklarımız Seyyid Haşim Baba-ö 1782 ve Yusuf Fahir Baba Efendiler oldu. Seyyid Haşim Baba, tarikatlar arası geçişin ve sentezin dikkate değer bir örneğidir. Rivayet edilir ki Haşim Baba dergâhında saz çalanlara “sazı da tesbih gibi tut” dermiş; yani müziği zikirle, sanatı ibadetle eşitler, ikisini de bir tür manevi disiplin olarak görürmüş. Müritlerine “Allah’ın kuluna vereceği en ağır ceza, kendi doğrusuna tapmasıdır” dermiş. Hem Celvetî disiplinini hem de Melâmî ve Bektaşî anlayışlarını kendinde birleştirmiştir. Anlatıldığına göre, Haşim Baba Celvetî makamından Bektaşî yoluna geçince bazı Celvetî şeyhleriyle ters düşmüş; bu nedenle cenazesi Celvetî Âsitânesi’ne kabul edilmemiş, İnadiye Dergâhı’nın alt bölümüne defnedilmiştir.
Aynı bölgede, Fenerbahçe Kulübü’nün şeyhi olarak bilinen Yusuf Fahir Baba (1880–1967) da metfundur. Fahir Baba; Fransız okulunda okumuş, İstanbul’daki Black Stockings takımında futbol oynamış, İttihatçıların içinde bulunmuş, medrese öğrencisiyken kendi isteğiyle Çanakkale Savaşı’na katılmıştır. Kurtuluş Savaşı döneminde Karakol Teşkilatı’nda yer almış; ayrıca Kızıltoprak’taki dergâha ait arsayı, bugünkü Fenerbahçe Stadyumu’nun bulunduğu alanı, kulübe bağışlamıştır. Bir rivayete göre, Fahir Baba’nın “himmeti” sayesinde Fenerbahçe kendi sahasında kolay kolay maç kaybetmezmiş. Bu yüzden Galatasaraylı taraftarlar, Fenerbahçe’yi Kadıköy’de yendikleri zaman, gidip Fahir Baba’nın kabrine kaşkol bağlarmış.
Bandırmazâde Tekkesi’nin en dikkat çekici özelliği, Sünnî gelenekli tasavvufun (Mevlevî, Kadirî, Celvetî gibi) çizgisiyle Alevî–Bektaşî geleneğini ve Melâmî meşrebi bir araya getirerek bir geçiş ve sentez alanı oluşturabilmesidir. Seyyid Haşim ve Yusuf Fahir babaların şahsında sanat, müzik, edebiyat ve mizah vesilesiyle Üsküdar’da mezhepler, meşrepler ve mahalleler arasında geçişlilik mümkündü.
Bu arada bu Saray’a ve Abdülhamit’e açıktan muhalif değildi ama maneviyatı devletin değil insanın ıslahı için........





















Toi Staff
Gideon Levy
Penny S. Tee
Sabine Sterk
Mark Travers Ph.d
Gilles Touboul
John Nosta
Daniel Orenstein