Tarık Çelenk yazdı: Kimliklerin kapanında bir toplum
Son Sağduyu programımda Bülent Arınç konuğumdu. Arınç, kendi ifadesiyle “trenden inmemiş” veya başka bir trenden indirilen siyasetçinin deyimi ile “trenden atılmamış” ama trenin nereye gittiğini sorgulayan ender siyasetçilerden. Seküler kesim bazı makul olabilecek nedenlerle samimiyetini sorgulasa da eleştirel aklı, siyasette nadiren gördüğümüz o vicdani refleksi hâlâ koruyor. Belki bu gruba Hüseyin Çelik’i de dâhil edebiliriz.
Programı yaparken, sağ mahalle reflekslerinin hâlâ siyaseti belirliyor olmasını referans almıştım. Seküler kesimin çoğunluğu programda ne mesajlar verildiğine bakmadan tepki gösterdi. Türkiye’de siyaset sağ“mahallesiz” düşünülemiyor. Fakat mahallelerin içindeki yozlaşma, artık kendi eleştirisini dışarıdan duymak istemiyor. Bir görüşe göre, “mahalle içinden yapılan” eleştiriler bile dışarıdan geliyor sanıldığı için hemen savunmaya geçiliyor. Eleştiri tehdide, farklı ses ise ihanete dönüşüyor.
Ben kendimi “mahalle içinden ama siyasetin dışından” biri olarak tanımlıyorum. Bu yüzden Medyascope’taki programlarda, Arınç ve Hüseyin Çelik gibi isimlerle mahallelerin aynasına vicdan ve hakikat ışığı tutmaya çalışıyorum. Karınca misali de olsa birilerinin bunu yapması gerekiyor. Ancak ilginç olan, bu çabaların en çok “kendi mahallemiz” tarafından değil, dış........





















Toi Staff
Gideon Levy
Tarik Cyril Amar
Stefano Lusa
Mort Laitner
Robert Sarner
Andrew Silow-Carroll
Constantin Von Hoffmeister
Ellen Ginsberg Simon
Mark Travers Ph.d