Tarık Çelenk yazdı: Erdoğan’ın konuşması tarihsel mi?
PKK’nın güçlü sembollerle gerçekleştirdiği ve tarihe geçebilecek nitelikteki silah bırakma seremonisinden sonra, devlet cephesinden sürece dair bazı gelişmelerin hız kazanacağına dair beklenti oluştu. AK Parti kurmayları ve kurumsal yapısı da bu beklentiyi besler şekilde, Kızılcahamam kampının açılışında, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “tarihi” mesajlar vereceğini ifade etti.
Bu “tarihi konuşma” beklentisi, kamuoyunda farklı biçimlerde yankılandı. En yaygın beklenti; siyasi düşünce temelli, adi ve yüz kızartıcı suçlar dışındaki mahkûmlar için genel bir af ilanıydı. KCK çevreleri ise Öcalan şahsında daha bütünlüklü bir af süreci beklentisindeydi. İktidara yakın bazı yorumcular bunu “yeni bir doğal kaynak keşfi” veya “savunma sanayi yatırımıyla” ilişkilendirdi. Ancak gerçekçi beklenti, silahsızlanma hamlesiyle paralel, çözüm sürecine dair tematik bir siyasi iradenin beyanı yönündeydi.
Sabah geç kalktım, ilk iş internet üzerinden gazetelerin manşetlerine göz gezdirdim. Erdoğan’ın konuşmasına dair ilk dikkatimi çeken manşet şuydu: “AK Parti, MHP ve DEM birlikte yürüyeceğiz.” Bu ifade ilk etapta beni karamsar bir değerlendirmeye itti. Zira bu türden bir söylem, “terörsüz Türkiye” vizyonunun halen kutuplaştırıcı bir siyaset çerçevesinde ele alındığını düşündürtüyordu.
Ardından sosyal medyada kısa bir tarama yaptım ve Ruşen Çakır’ın konuklarıyla yaptığı canlı yayında Erdoğan’ın konuşmasına dair yorumlarını dinledim. Konuklar benim kadar karamsar değildi; metnin zayıf oluşuna ve tematik eksikliğine rağmen, ideolojik yargılarının ardında saklı bir iyimserliğin izlerini taşıdıkları izlenimini bana veriyorlardı.
Bu yorumlara tamamen haksız diyemedim. Zira Erdoğan’ın güçlü liderlik profili ve geniş halk kesimlerini ikna etme becerisi, yapısal dönüşümler açısından her zaman önemli bir avantaj sundu. Ancak Erdoğan’ın........
© Medyascope
