menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Mümtaz’er Türköne yazdı: “Tarihin ve hayatın gerçeği” olarak anayasa tartışması

60 1
24.05.2025

Erdoğan’ın gündeme getirdiği yeni anayasa için: “Kendimiz için değil, ülkemiz için istiyoruz. Yeniden aday olma gibi bir derdim yok” sözüne cevaben Bahçeli’nin “Türkiye Cumhuriyeti’nin ve Türk milletinin, yeni yüzyılın yol haritasını çizen Sayın Recep Tayyip Erdoğan’a çok ihtiyacı olduğu tartışmasız bir tarih ve hayat gerçeğidir” sözüne göndermede bulunuyorum.

Yeni anayasa mı, Erdoğan mı?

Erdoğan “yeni anayasa” diyor: Bahçeli “Hayır, Erdoğan” cevabını vermiş oluyor.

Bahçeli’nin kritik mesaj cümlelerini yanlış yorumlayanlar çıkabilir, ama bu mesajların adrese teslim hassas ayarlı mesajlar olduğuna sanıyorum kimse itiraz etmez. İç politikanın mayın döşeli labirentinde yolunuzu kaybetmek istemiyorsanız, karmaşık mesajları en basit haliyle tartıya çıkarmanız gerekir. Erdoğan’ın Bahçeli’yi iltifata boğduğu anlar ile Bahçeli’nin Erdoğan’ın değerine ve vazgeçilmezliğine dair abartılı sözleri, hep ikisi arasında bir şeylerin yolunda gitmediğine işaret etmedi mi? Tersinden yazılmış bir mesajı, aynaya yani asıl konuya tutarak doğru okuyabilirsiniz.

Asıl konu neydi?

Bahçeli, Süreç’in adresi olarak Meclis’i gösterdi ve Meclis’te genel mutabakatı temsil edecek bir komisyon oluşturulmasını önerdi. Erdoğan şu ana kadar bu mesaja soğuk durdu ve cevap vermedi. Hatta kurmayları bu öneriye mesafeli olduklarını izhar ettiler.

Ya ne yaptı?

Yeni anayasa kartını masaya sürdü.

Erdoğan bugüne kadar hemen her seneye iki adedi düşecek şekilde Yeni Anayasa başlığı ile fırtınalı tartışmalar başlattı: sonra her defasında kendi gündeminin peşinden gitmedi. Her seferi kalıp halinde tıpkısının aynısıydı. Şu takılıp çıkarılan eski CD’ler gibi.

Bu sefer farklı olan yeni bir şey var mı?

Editörlerimizin derlediği öngörüler, analizler, Türkiye’yi ve dünyayı şekillendiren haberler, Medyascope’un e-bülteni Andaç‘la her gün mail kutunuzda.

Bu soruya cevap verebilmek için önce “bizde” anayasa tartışmasının ne anlama geldiğine bakmamız lâzım.

Gençliğimizde, iki parmak kalınlığında, 30-40 santim boyunda tornadan çıkmış sopalara “anayasa” derdik. Taşımak suç değildi, kavgada çok işe yarardı.

Nedense bizde büyüklerimiz bile anayasayı hep tepemize indirilecek bir sopa olarak gördü.

Etimoloji bile bu durumu göstermeye yeterli.

“Anayasa”, “Kanun-ı Esasi”nin sadeleştirilmiş karşılığı. “Ana”nın cinsiyetçi bir anlamı yok, “temel” anlamına geliyor. Nitekim anayasa tabiri bulunmadan önce “Teşkilat-ı Esasiye” veya “Esas Teşkilat” olarak anıldı. Hukuka yabancı olanlar anayasayı, bütün yasaların tepesindeki yasa diye anlarlar, kanunların anayasaya uygunluğu söz konusu edilince yanlış olmasa da eksik bir kavrayış.

Anayasalar aslında temel hakları ve özgürlükleri garanti altına alan metinlerdir. Mantık ve muhakeme şöyle işler: Temel hak ve özgürlükleri önce sıralayalım, sonra bu hak ve özgürlükleri koruyacak şekilde egemenlik yetkisini kullanan........

© Medyascope