menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Mümtaz’er Türköne yazdı: İklim müsait mi?

33 15
20.05.2025

Mümtaz’er Türköne, “İklim müsait mi?” başlıklı yazısında doğadaki ani değişimlerden yola çıkarak siyasi iklimin kırılganlığını ve çözüm sürecini zehirleyen müdahaleleri eleştiriyor.

Nisan ayında beklenmeyen don olayı, ziraî üretimi fena vurdu. Bilhassa meyvelerde verimin yüzde 30’lara kadar düşmesi bekleniyor. Malatya’da kayısı üreticileri perişan. Nisan ayında çiçeğe duran meyve ağaçlarının tamamı öyle. Akıllılık edip havaların iyice ısınmasını bekleyen ayva, hünnap, muşmula, cennet hurması gibi ağaçlarda sorun yok.

Köyümde, kendi çapımda bahçe işleri ile meşgulüm. Bu sene Müşküle ve İsabel cinsi epeyce üzüm çeliğini itina ile toprağa diktim. Bağcılık zor iş. Toprağı hazırlıyorsunuz, çelikleri buluyorsunuz ve belirli bir düzen içinde dikiyorsunuz. Sonra gübreleme, sulama, ilaçlama gibi bakım işleri başlıyor.

Her canlının etkiye verdiği tepki ile belirlenen bir hayatta kalma çabası var. Spinoza yaşamın özünü oluşturan bu çabaya Conatus, Paracelsus ise Ylaster diyor. Biz doğrudan kendini biteviye yenileyen ve hiçbir şeye yenilmeyen “Yaşam” diye biliyoruz. Bu çaba canlıyı ayakta tutmak ve çoğalmak için akla hayale gelmeyecek, inanılmaz işlere girişiyor. O güzel çiçekler arıları çöpçatan olarak seferber edip döllenmeyi sağlıyor. Kendilerine göre yaşam stratejileri geliştiriyorlar. Armut ağacı ayıya lezzetli bir meyve sunuyor. Ayı bu meyveyi yediği zaman küçük çekirdekler bağırsaklarında uzun bir yolculuktan sonra epeyce ötede, kendisine enerji verecek bir gübre yığınının ortasında bir armut ağacı olabilmek için yepyeni bir başlangıç fırsatı yakalıyor. Hayat döngüsü aksamadan sürüyor.

Bazen aniden bir aksilik vuku buluyor. Çoğu zaman değişken iklim şartları beklenmeyen bir felaketle yaşamın önünde set oluşturuyor.

Normal şartlarda ağaç, toprak ısınınca köklerinden gövdesine gelen sıcaklığa tepki veriyor, güneş de yüzünü göstermişse çiçeğe duruyor. Pat diye beklenmeyen bir don geliyor ve o bahar şarkıları söyleyen güzelim çiçekler kapkara hayaletlere dönüyor.

Üzüm çeliği yarım metreyi geçmeyen dümdüz bir üzüm dalı. Yerine yerleştirdikten sonra topraktaki kısmı kök salmaya, dışardaki gözler ise önce tomurcuklanmaya, sonra da filiz vermeye başlıyor. Ben de ilk defa şaşkınlıkla bu mucizeye tanıklık ettim. O dümdüz çubuklar yeşerdi, çekingen, ürkek yapraklar yemyeşil patlamaya başladı ki…

O felaket başımıza geldi. Bir gecede bütün tomurcuklar, yeşeren dallar simsiyah lekeler halinde hayata veda etti.

Evet, her şeyi eksiksiz yapıyorsunuz, ama iklim size bazen hiç beklenmedik oyunlar ediyor, sıcaklık........

© Medyascope