Müge İplikçi yazdı: Horultunun bestesi
Havaalanları, insan hallerinin en saf ve çıplak anlarının sergilendiği modern zaman arenası. Kimi vedaların hüznüyle savrulur, kimi kavuşmaların heyecanıyla kanatlanır, uçar gider. O sabah, Samsun uçuşunu bekleyen bir kapıda ise, bu arenanın nadide, insani ve komik sahnelerinden biri yaşanıyordu.
Üç arkadaştılar. Üçü de genç, hayatın taze baharında, dostluğun kıymetini bilen, küçük bir seyahatin bile içine koskoca bir macera sığdırabilen üç can. Etrafı kaplayan sabah yorgunluğu ve erken saat çarpması malum ama ötesi de vardı. Bu üçlünün sandalyelerden birine yığılıp kalan arkadaşları, beklenmedik bir performansla sahne almıştı. Derin, derin, huzur dolu bir uykuya dalmış gitmiş, horul horul öterek yolcuların şaşkın hallerine farklı bir biçimde eşlik ediyordu. Uyumaya çalışanlar uyandı, zaten uyuyamayanlar iyice diklendi. Onun bu masum ve savunmasız hali, diğerleri için dayanılmaz bir fırsata dönüştü.
İçlerinden biri, belki de grubun “arşivcisi”, sessizce telefonunu çıkardı. Bir avcı edasıyla, ama dostane bir gülümsemeyle, uyuyan arkadaşının etrafında döndü. Önce sağ profil, sonra sol, sonra alnından aşağıya doğru dik bir açı… Her kare, o anı ve o anın samimiyetini ölümsüzleştiriyordu. Objektif, sadece bir horultuyu değil, o........





















Toi Staff
Sabine Sterk
Gideon Levy
Penny S. Tee
Mark Travers Ph.d
John Nosta
Daniel Orenstein
Rachel Marsden