Kenan Çamurcu yazdı: Aspava ekonomi-politikin istibdat kapasitesi
Üç harfli zincir market, zenginleşen muhafazakar segmentin yoksullarla birarada bulunmaktan çok da mutlu olmadığı imaja sabitlenince hemen seküler muadilinin sunduğu ferahlatıcı zaman-mekan-uzay standardında dört harflisine terfi etti ya, işte muhafazakarların gözdesi o markette tanık oldum: bir anne, küçük kızının, ucuz atıştırmalık olmaktan çoktan çıkan abur cubur çeşitleriyle dolu raftan aldığı ürünü görünce işaret parmağı ve yüz mimiğiyle film sekansını canlandırdı: “Boykot kızım.”
Kılık kıyafeti, davranışları, jest ve mimikleriyle klişe bir muhafazakar. İsrail’le (Yahudiler yani) ilişkilendirilen şeylere yönelik antisemitik boykot müsameresine katılmakla iyi hissediyor olmalı. Hatta pek bir militanca buluyordur eylemini. Yanı başında, gözü önünde, her yerde adalet isyanını en çok hakeden onlarca iç meseleyi elinin tersiyle itip tüm ahlaki sorumlulukları temize çekmeyi garanti eden eylem neticede.
Fiyatını sormaksızın ürünü geri göndermesi, mevcut otoriter rejimin ekonomi-politik serasında hiçbir şeyin fiyatını sormayan oligarşinin mutlu mensubu olduğunu kanıtlayabilir. Bir ürünü düşük fiyatına rağmen boykot edip çok misli pahalı alternatifini satın alabilecek yeterlikte varlıklılar. Her şeyin en ucuzunu arayan, ürünleri önce fiyat eleğinden geçiren, bir şeye heves etmeye ve canı çekmeye hakkı olmayan yoksullar gibi değiller yani. Muhafazakar istibdadın ekonomi-politikine medyun evlerinin iktisadi hacmi, boykotu finanse edecek kudrette. O nedenle fiyatlara hissizler. Fakirlerin neden onlar gibi davranamadığını anlayamayacak kadar. Ve tabii ki boykot kodlaması, milli servetin kapalı devre muhafazakar komün ekonomisinin içinde kalması anlamına da geliyor. Beytülmaldan taraftar tribününe dağıtılan kaynak, domestik dolaşımda tutulacak. Boykot bu demek zaten.
Boykot işinin otomatik ve kolektif davranış oluşturmaya yönelik şartlandırma tarafını muhakeme edecek vasıfları yok. Olması da gerekmiyor ayrıca. Ülkelerden Gazze’ye ulaştırılan yardımların ürün listesinde çoğunluğun doğrudan veya bağlantılı İsrail menşeli olduğu ve Gazzelilerin bunu bilerek onları afiyetle tükettiği gerçeğiyle hiç ilgilenmiyorlar. Hatta Han Yunus’ta Nutella Cafe bile var. Gazze’nin muhtelif cadde ve sokaklarındaki kafelerde, Türkiye ve başka yerlerde boykot edilen ürünler satılıyor, insanlar da mutluluk içinde yiyip içiyor onları.
Bir harabede tek başına kıstırılıp öldürülen, 7 Ekim 2023 felaketinin mimarı son Kassam lideri Yahya Sinvar’ın, öldüğünde cebinden İsrail ürünü Mentos marka nefes temizleyici çıkması da bir anlam taşımıyor boykotçuların idrakinde. Hatta iddiaya göre o Mentos, Sinvar’a, Gazzelilere yardım kolilerinden çalınan malzemeler arasında gelmiş. Başka nereden bulacak. Adına çıkarılmış Birleşmiş Milletler [Filistinli Mültecilere] Yardım ve Çalışma Ajansı (UNRWA) kimlik kartıyla yardımlara erişebiliyordu zaten.
Kassam’ın elindeki İsrailli rehinelerin alıkonmasında BM çalışanı Gazzelilerin görev aldığı, BM ve Kızılhaç binalarının hem bu amaçla hem de Kassamcıların tam teçhizat gizlenmesinde kullanıldığına ilişkin iddialar birer birer doğrulanıyor. Savaş boyunca bu tesislerin dokunulmazlığından azami ölçüde yararlandı Hamasçılar. İsrail oraları vurduğunda da propaganda heybesindeki sloganlar küresel dolaşıma hazırdı. Her daim win-win. Senaryonun tek kaybedeni, Kassamcıların, aralarına gizlendiği, yani canlı kalkan yaparak ölmelerine neden olduğu yaşlılar, çocuklar, bu cinnetin tarafı olmak istemeyen gerçekten masumlar. Muhalif İsrailliler, bu nedenle, bu durumu gayet iyi bilen Netanyahu’nun savaş politikasının toplu imhaya yönelik olduğunun kanıtı sayıyor o vakaları.
Hakikatle ilgili olmayan Müslümanların dünyasında gerçeğin ne olduğunun anlamlı karşılığı yok. Zihinsel anoreksi onlarınki. Sebebini yazmıştım: Filistin endüstrisi – 3. O yüzden muhafazakarın Filistin’i Filistin’de değil, bulunduğu ülkede. Oralarda siyasi rakibine üstünlük sağlama, rant kovalama, cemaat ve örgüte eleman devşirme işlerine yönelik. “Filistin davası”, ülke içinde otoriter üstünlüğü tahkim etmek, muhalifleri bastırmak ve iç siyasi bütünlüğü sıkı tutmak için kullandıkları tematik gerilim. Savaş sırasında İsrail ordusuna malzeme tedarik eden işadamları dahil hepsinin, içinde lanet, soykırım, çocuklar ölüyor vs. anahtar kelimelerinin geçtiği mesajlar yayınlaması birbirini tanıma eylemi aslında. Parola-işaret ritüeli. İktidarperestliğin bilişsel ve psişik nüfuz alanına sadakattan ayrılmadıklarının taahhüdü. Muhaliflerin aynı dile katılmasının anlamı ise teslimiyet, boyun eğme.
Felsefe (filosofia) hikmet sevgisi anlamına geliyor malum, hakikat sevgisi de böyle bir şey. Hiçbir değişkenin hakikate sevgi, saygı, bağlılık ve sadakatin yerini alamayacağı hayat denklemi muhafazakar-politik için manasız. “Hakikatten daha önemli şeyler var” doktrinine yeminliler. Onların evreninde bir tek hakikat, bir tek önem, bir tek dava var: eldeki kudreti korumak ve bu kudreti, kural tanımayan her yolla finanse etmek.
Lakin siyasal muhafazakarlığın aspava ekonomi-politikinin, otoriter rejimi finans maliyetiyle başetme kapasitesi hızla düşüyor. Başlarda en uçlardakine kadar bol bol iletilebilen rant, dar çevreye bile zar zor yetecek seviyeye geriledi. İçeriye dışarıya borçlanarak düzeni devam ettirme........





















Toi Staff
Sabine Sterk
Gideon Levy
Penny S. Tee
Mark Travers Ph.d
Gilles Touboul
John Nosta
Daniel Orenstein