İsmail Fatih Ceylan yazdı: Tayyip-Emine Erdoğan çiftinin tanışma hikâyesi
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, bundan 47 yıl önce 4 Temmuz 1978’de Emine Erdoğan ile dünya evine girdi. İkisinin evliliğe giden süreç, Şule Yüksel Şenler’in onları tanıştırması ile başlamıştı.
Zorlu bir nefis mücadelesinden sonra 27 yaşında dine yönelen Şule Yüksel Şenler, sadece hidayete ermekle kalmamış, zaten aktif olan yapısıyla diğer kadınların da İslam’a yönelmesi ve başını örtmesi için yazılar yazmış, Türkiye’yi üç defa dolaşarak her biri on binlere hitap eden konferanslar vermişti. Bu konferanslara ilgi çok büyüktü. Köylerden kasabalardan arabalarla, traktörlerle insanlar onu dinlemeye geliyor, bazı kadınlar daha o konuşurken başını örtüyordu.
Bir anda Şule tarzı denen başörtülü ve pardesülü kadınlar çoğalmış, hatta zamanın Cumhurbaşkanı Cevdet Sunay bundan rahatsız duyan bir konuşma bile yapmıştı.
Şule Yüksel Şenler, 1967 yılında Papa 6. Paul’un Türkiye’ye ziyareti hakkında Bugün gazetesindeki köşesinde “Ağlayın Ey Müslümanlar ağlayın” başlıklı bir yazı yazdığında Cumhurbaşkanı Cevdet Sunay dava açmıştı.
Bu gelişmelere rağmen Şule Yüksel Şenler, ateşli yazılar yazmaya, ülkenin dört bir yanında büyük kalabalıklara hitap eden konuşmalar yapmaya, konferanslar vermeye devam etti.
Ankara Dil-Tarih-Coğrafya Fakültesi’nde yaptığı bir konferansı ise, en ses getireni oldu. Konferansa yalnızca çeşitli meslek grupları ve ev hanımları değil bu defa bürokratların, bakanların, milletvekillerinin hanımlarından ve üniversite talebesi genç kızlardan katılım olmuştu ve konferanstan gözyaşları arasında ayrılmışlardı.
Bu konferans, ayrıca Türkiye’de başka gelişmelere de yol açtı. Konferansta etkilenenlerden biri olan İlahiyat Fakültesi öğrencisi Hatice Babacan, başörtüsü ile İslâm Tarihi dersine girdiği ve bunda ısrar ettiği için okuldan atılınca Türkiye’de kıyamet koptu.
Daha sonraki süreçte, Cumhurbaşkanı’na hakaretten hapse mahkûm oldu. Cevdet Sunay’ın affetmesine rağmen affı kabul etmedi, cezasını çekmek istediğini söyledi. Gerek hapis hayatı, gerek sonraki hayatı oldukça sıkıntılı geçti.
Ailesi, istemedikleri kişiyle evlendiği için kendisine darılmıştı. Kardeşi Gonca Gülsel Şenler, o hapisteyken evlenip Danimarka’ya gitmişti. Eşiyle problemleri vardı. 1971 muhtırasından sonra Bugün gazetesi kapatıldığı için yazacak gazetesi yoktu. Hapisten çıktıktan sonra, suskun ve sıkıntılı bir dönem yaşadı. Beş yıl sonra Milli Gazate’de yazmaya başlayarak kalemine kavuştu.
Yıllarca neden sustuğunu, susmak zorunda kaldığını ilk yazısında anlattı. Bazılarının sandığı gibi köşesine çekilmediğini, evlenince rahata erip davasını bırakmadığını belirtiyordu. Yazmak istedim yazamadım, konuşmak istedim konuşamadım diyordu.
Editörlerimizin derlediği öngörüler, analizler, Türkiye’yi ve dünyayı şekillendiren haberler, Medyascope’un e-bülteni Andaç‘la her gün mail kutunuzda.
“Kimseye etmem şikâyet ağlarım ben hâlime; titrerim mücrîm gibi baktıkça istikbâlime” dediği bu dönemi, o yazısında uzun uzun dile getirdi.
Faaliyetlerine devam etmek istiyordu ama o eski ortam yoktu. Yine de bir grup genç kızla dernek kurma çalışmaları başlatmıştı.
İdealist Hanımlar Derneği, böyle ortaya çıktı. Derneğin başkanı Türkân Cumhur, “Şule abla, ne olur, sen şimdi eskisi gibi değilsin ve bize çok lâzımsın. Herhangi bir mevzû olur, tekrar cezaevine girersen biz sensiz bir şey yapamayız!” diyordu. “Sen bizim mânevî başkanımız, başımız ol! Müsaade et, sakın başka türlü anlama, başkan ben olayım. Cezaevine girersem, ben gireyim. Ben senin idarende olayım ama bu resmiyette böyle olmasın!”
Dernek Üsküdar’da büyük bir hanın teras katıydı. Hem çok büyük bir terası vardı, hem kapalı alana sahipti.
Şule Yüksel Şenler, dernekte konuşmalar yapmanın yanı sıra, hanımlar faaliyetinde uygun gördüğü kişileri uygun adaylarla tanıştırmayı, yuva kurmalarında aracı olmayı en büyük görev biliyordu.
Kendisi bahtsız bir evlilik yapmış olmasına rağmen, pek çok dindar genç kızın evliliğine ön ayak olmak onu en çok mutlu eden hayırlı bir işti. Tayyip-Emine Erdoğan çiftinin evlenmelerine de o vesile olmuştu.
Şule Yüksel Şenler’in arkadaşı Tenzile Hanımın oğlu Tayyip Erdoğan, aktif, heyecanlı, güzel konuşmalar yapan hitabeti güçlü bir gençti.
Erbakan’ın 12 Mart muhtırasında kapatılan Milli Nizam Partisi’nden sonra kurduğu Milli Selamet Partisi’nin Gençlik Kolları Başkanı’ydı ve çalışmalarıyla göz dolduran birisiydi. İdealist Hanımlar Derneği kurulduktan bir süre sonra, ziyaretine gelmişti.
“Şule abla, hayırlı uğurlu olsun,” dedi. “Çalışın ama lütfen dışarı işlerini kesinlikle sizler yapmayın. Katiyyen buna müsaade edemeyiz. Bize bildirin, biz yaparız. Her şeyinize koştururuz.”
MTTB’de iken kendini gösteren genç Tayyip, o zamandan beri........
© Medyascope
