menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

İsmail Fatih Ceylan yazdı | Abdullah Gül’ün dünürü: Abdullah Sarımermer

14 23
26.10.2025

Kayseri’de Döner Kümbet’e yakın Deliklitaş Caddesinde Çınar ailesi halı işi yapardı. Hayrullah, Mustafa Çınar ve Mehmet Çınar ile aynı avlu içinde Mustafa Sarımermer halı, kilim işi yapıyordu. Abdullah Sarımermer, Mustafa Sarımermer’in oğluydu.

1944 yılında doğan Abdullah Sarımermer, ilk ve ortaokuldan sonra Kayseri’de yeni açılan İmam Hatip Okulu’na devam etti. Çocukluğundan beri Kayseri Kapalıçarşı’da halı kilim dükkânında çalıştı.

Çocukluğunda şahit olduğu bir olayı hiç unutmuyordu:

“Kayseri-Kapalıçarşı’da halı kilim dükkânımızın karşısında tamirci vardı. Biri çalışmayan saat getirir, tamirci saatin arka kapağını açar, ince tornavida ile nerdeyse tek dokunuşta düzeltir saat çalışır, kapağını kapatır. Ancak bilgiç tamirci saati rafa koyar, müşteriye yayı direği kırılmış, yarın ikindi sonrası alırsın der. Bunu neden yapar, çünkü çabuk yapılan işin müşteri nazarında değeri azdır, hatta yoktur.”

Abdullah çocuk yaşta bunları seyreder, ne olduğunu anlamaya çalışırdı. Bir köylü gazocağı veya lüks lâmba getirir tamir için. Tamirci kontrol ediyor gibi bakarken parmak ucu ile küçük barut koyar çakmak yaklaşınca barut poff eder, delikteki oksit kabarık tıkaç kaybolur. Aslında tamir olmuş bitmiştir, ama kenara koyar, köylüye de: “Tamam yaparız yarın ikindiye gel al” der. Köylü yalvarır, “Aman ustam köye döneceğim, yarına kalamam.”

Tabii usta hepsini biliyor ancak tamirini kıymete bindirecek. Acırmış gibi yaparak bir iki saat sonra gel filan der. Abdullah tamircinin karşısındaki halı dükkânından bunları görür, kendine göre ders çıkarırdı. Dikkatini çeken bir başka husus şuydu: Köylü mahsulünü şehre sabah erkenden getirir satar, ihtiyacı olan şeyleri kumaş, bilezik, şeker her neyse alacak ki akşama köyüne dönsün. Bunu bilenler köylünün malını beğenmedim der nazlanır, indir yükle pazarlıkla çeşit çeşit eziyet ederler. Bu tür eziyetler çoktu.

İmam Hatip Okulu’nu bitirdikten sonra, İstanbul Hukuk Fakültesi’ni kazandı. 1963’te İstanbul-Çapa Kan Merkezi karşısında Kayseri Yüksek Tahsil Talebe Yurdu’na yerleşti. Hukuk Fakültesi öğrenciliğinde hiçbir dersin imtihanını şansa bırakmazdı. Notları her zaman çok yüksekti.

Hukuktaki hocaları onu asistan almak için âdeta yarışıyorlardı. Ama Hıfzı Veldet Velidedeoğlu ağır basıyor, Abdullah’ı kendine asistan olarak istiyordu. Abdullah Sarımermer asistanlık için işlem başlattı, fakat ertesi gün Hıfzı Veldet:

“Seni asistan almaktan vazgeçtim, diğer hocalar da almayacaklar” dedi. Nedenini de açıkça söyledi: “Lise diplomanın arkasına yeni baktım, sen meğer İmam Hatip Okulu mezunu imişsin.”

Abdullah Sarımermer, Sokullu Kütüphanesi yanı köşe binada Avukat Esat’ın yanında stajını yaptıktan sonra avukat oldu. Bu arada askerliğini de aradan çıkardı. Tuzla Piyade Okulu’nda Emin Işık, Tayyar Altıkulaç, Hayrettin Karaman, Fehmi Çetinkaya, Feyzullah Kıyıklık aynı devreden arkadaşları oldu.

Askerlikte Tuzla Okulu’ndan sonra kurada Topkapı Davutpaşa Kışlası çıktı. Davutpaşa olunca Fındıkzade’de Av. Latif Başkal, Hukuk ve Yüksek İslam Enstitüsü’yle iki fakülte bitiren H. Mehmet Dinçel ve Abdullah Gül’ün kaldığı eve dahil oldu. Askerlik biterken avukatlık bürosunu İstanbul’da mı Kayseri’de mi açayım derken bir haber geldi: Hereke’de ipek halıcılık yapan ağabeyleri trafik kazasında vefat etmişti.

Abdullah Sarımermer avukat, dayı oğlu Mustafa Çınar da inşaat mühendisi olmuştu, ama birlikte avukat ve mühendisliği erteleyip, Hereke’de halıcılığa başladılar. İster istemez babalarının ve merhum olan ağabeylerinin mesleğine devam etmek zorunda kaldılar. Ağabeylerinin toparladığı ipek halıcılığı 10-15 yılda büyük bir firma haline getirdiler. Yurtdışına ipek halı ihracatı da yapan Abdullah Sarımermer, dünyanın en ince halısını dokuyarak, 1998 ve 2000’de iki kez Guinness Rekorlar Kitabı’na girmişti.

Mustafa’nın küçük kardeşi Mehmet Çınar da Nuriosmaniye Caddesi’nde Çınar Halıcılık adıyla iki ayrı mağazada aynı işleri yapıyordu. Ortanca kardeşi Hasan ise Kayseri Organize Sanayinde halı fabrikası sahibiydi.

Mustafa Çınar ile işyerleri ile ikametleri artık Hereke olmuştu. 10-12 sene Hereke’de kaldıktan sonra dostları mimar ve müteahhitlerle İstanbul Suadiye’de cadde üstünde bina yaptılar. Giriş kat ve altı mağaza, dört katın her katında tek daire güzel bir Bağdat Caddesi binasıydı. Katlarda Mustafa........

© Medyascope