menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

İslam Özkan yazdı: Şara-Trump yakınlaşması ve SDG’nin sınavı

14 1
11.07.2025

Suriye, Beşar Esad’ın Aralık 2024’te devrilmesiyle başlayan geçiş sürecinde, hem bölgesel hem de küresel aktörlerin yoğun ilgisi altında yeniden şekilleniyor. Ahmed Şara liderliğindeki yeni Şam yönetimi, diplomatik ve ekonomik alanda hızlı bir toparlanma sergilerken, Suriye Demokratik Güçleri (SDG) ile yaşanan gerilim, ülkenin geleceğine dair en kritik meselelerden biri olarak öne çıkıyor. ABD’nin, Şam’ın İsrail ile normalleşme çabalarına verdiği destek ve SDG’nin özerklik taleplerindeki ısrarı, Washington’ın Şam’a yaklaşırken SDG ile ilişkilerinde kafa karışıklığına yol açıyor. Bu durum, Suriye’nin kırılgan geçiş sürecinde şüphesiz önemli bir dönüm noktası. Ancak bu süreç, sadece Şam-SDG çekişmesiyle sınırlı değil; aynı zamanda bölgesel dengeler, uluslararası arabuluculuk ve Suriye’nin iç dinamikleri de belirleyici faktörler arasında.

Son altı ay, Şam yönetiminin uluslararası meşruiyetini yeniden inşa etme çabalarında çarpıcı bir hız kazandığı bir dönem oldu. Ocak 2025’ten bu yana, 78 yabancı hükümet ve çok uluslu örgütten temsilciler, Şara ve geçiş yönetimiyle görüşmek üzere Şam’a akın etti. Bu, modern tarihte eşi görülmemiş bir diplomatik hareketlilikti. Suriye, 50 yılı aşkın süredir uygulanan yaptırımların kaldırılması ve bölgesel ile uluslararası kurumlara yeniden entegrasyonuyla, adeta bir “diplomatik rönesans” yaşıyor. Ancak bu “rönesans”ın ve parlamanın bir bedeli var, o da İsrail’le iyi ilişkiler ya da “normalleşme”. Bu uğurda ABD, daha önce yaptırımların kaldırılması için ileri sürdüğü yabancı savaşçıların ülkeyi terk etmesi meselesinden bile vazgeçmişti.

Şam’ın İsrail ile normalleşme çabaları da bu sürecin bir parçası. Mart 2025’te Şara, The Economist’e verdiği mülakatta, İsrail ile normalleşmenin hassas bir konu olduğunu, ancak halk desteğinin bu süreçte kritik olduğunu belirtmişti. Temmuz 2025’te, Abu Dabi’de İsrail Ulusal Güvenlik Danışmanı Tzachi Hanegbi ile yapıldığı iddia edilen görüşme ve ABD’nin aracılığıyla başlayan gizli Şam-Tel Aviv temasları, bu çabanın somut adımlara dönüştüğünü gösteriyor. Eylül 2025’te BM Genel Kurulu öncesinde Şara ile Netanyahu arasında planlanan olası bir görüşme, Trump’ın himayesinde bir güvenlik anlaşmasının habercisi olabilir. Bu adımlar, Şam’ın sadece ekonomik değil, aynı zamanda bölgesel güvenlik dengelerinde de aktif bir rol oynamaya çalıştığını ortaya koyuyor.

ABD, Şam’ın İsrail ile normalleşme sürecinde kilit bir arabulucu ve garantör olarak öne çıkıyor. Temmuz 2025’te, ABD Suriye Özel Temsilcisi Thomas Barrack’ın New York Times’a yaptığı açıklamada, Washington’ın Şam’daki Heyet Tahrir Şam (HTŞ) ile diyalog kurarak “sükuneti yeniden tesis etme” hedeflediğini ve Suriye yönetiminin İsrail ile “anlamlı görüşmeler” gerçekleştirdiğini belirtmesi, bu desteği açıkça ortaya koyuyor. Trump’ın, İsrail’in Gazze’deki savaşını bitirmesi karşılığında Suriye ile normalleşme önerisi sunduğu iddiaları, ABD’nin bölgedeki stratejik çıkarlarını dengeleme çabasını yansıtıyor. Bu çıkarlar, özellikle İran’ın bölgedeki etkisini sınırlamak,........

© Medyascope