Hıdır Göktaş yazdı: CHP’nin vezir açmazı— Cumhurbaşkanı adayını açıklamak ya da açıklamamak
CHP, cumhurbaşkanı adayını belirleme sürecinde kritik bir karar vermek zorunda. Ön seçim mi yapılmalı, yoksa aday gizli mi tutulmalı? CHP’nin cumhurbaşkanı adayını açıklama veya açıklamama açmazı üzerine Hıdır Göktaş’ın detaylı analizini bu haftaki “CHP’nin vezir açmazı” başlıklı yazısında okuyabilirsiniz.
“Yağlı boya tablo eskimeye yüz tuttukça bazen şeffaf bir hal alır. Bu olduğunda kimi tablolarda ilk fırça darbelerini görmek mümkündür. Kadının elbisesi içinde görülen ağaç, köpeğinden kaçan bir çocuk, artık denize açılmayan eski bir tekne. Buna pentimento denir. Çünkü ressam vazgeçmiş, fikir değiştirmiştir.”
1977 yılında çekilen Julia filminin açılış sahnesinde göldeki bir sandalda oltayla balık tutmakta olan kadın, iç ses olarak bunları söylemektedir. “Pentimento” sözcüğünü ilk kez bu filmde duymuştum, film Ankara’da Maltepe semtindeki Eti Kültür Sinemasında gösterilmekteydi. O zaman astsubay okulu son sınıfındaydım ve 18’inci yaşımın içindeydim. Son sınıftaki bölük komutanımız Yüzbaşı Yakup Yavuzer kimsenin yapmadığını yapmış ve askeri okula satranç takımları aldırmış, bizlere satrancı öğretmeyi kafasına koymuş, satrancın ne kadar önemli bir oyun olduğunu bize anlatmaya çalışıyordu. Onun da etkisiyle satranç öğrenmiş ve becerilerimi geliştirmek için de kitap arayışındaydım. Zafer Çarşısı’ndaki kitapçılarda Jose Raul Capablanca’nın satranç kitabını almış ve elimde o kitapla da Julia filmini izlemeye başlamıştım. Filmde pentimento sözcüğünü duyunca da, unutmayayım diye o kitabın ilk sayfasına yazmıştım. Kitabın o sayfasının fotoğrafını buraya koymayı çok isterdim ama o kitap ne yazık ki Ankara’daki kitaplarımın arasında değil.
Filmde pentimento sözcüğünü öğrenirken, satranç kitabında da “vezir açmazı” kavramını ve ne olduğunu öğrenmiştim. Bir oyuncu rakibi şah çektiğinde mattan kurtulmak için vezirini şahın önüne getirdiği an bir vezir açmazı oluşmuş demektir ve bu durumda şahı korumak için vezirini bir file ya da kaleye değişmek zorunda kalabilir. Satrançta “açmaz” kavramı farklı taşların hareket alanını kısıtlamada da kullanılır ama en etkili açmaz vezir açmazıdır. Bu durumda oyuncu ya en güçlü taşını, vezirini hareket ettiremez ya da yukarıda da yazdığım gibi daha değersiz bir taşa feda eder ve oyundaki gücünü önemli ölçüde kaybeder.
Yazıya neden bu iki kavramla girdiğimi açıklamaya çalışayım. CHP Erdoğan’ın siyasi hamleleri karşısında oyun kurabilmek için önemli bir hamle yapmaya hazırlanıyor. Cumhurbaşkanı adayını ön seçimle belirlemek. Bu durumun neden vezir açmazı anlamına geldiğini irdelemeye çalışacağım.
Pentimento sözcüğüne gelince her ne kadar Erdoğan’ın sanat gibi bir sorunu olmasa da önündeki tuvale resimler yapıyor ve biz üstteki resimleri görürken, altta kalan fırça darbelerini ve aslında ne yapmak istediğini, neden vazgeçip neye yöneldiğini anlamakta zorlanıyoruz.
Bu iki sözcüğe ilişkin notlarımı burada bırakıp, asıl söyleyeceklerini anlatabilmek için biraz gerilere gitmek istiyorum.
CHP 31 Mart 2024 yerel seçimlerinde sağladığı başarıyı doğru yönetemedi. Birinci parti olarak ve sahip olduğu belediye başkanlıklarına yenilerini ekleyerek büyük bir başarı sağlamıştı halbuki. Bu başarının ardından CHP Genel Başkanı Özgür Özel, birinci parti olmanın verdiği özgüvenle, adına “normalleşme” ya da “yumuşama” denilen bir süreç başlatarak Erdoğan’la görüşmenin yolunu seçti. Karşılıklı görüşmeler oldu ve olduğuyla kaldı.
Bu süreçte siyasi yorumcular arasında görüş ayrılığı yaşandı. Kimileri Özel’in doğru yaptığını savunurken, aralarında benim de olduğum birileri de bunun yanlış olduğunu yazdı, çizdi: Erdoğan seçimlerde kaybetmişken üzerine gitmek yerine, normalleşme, yumuşama arayışları, düşen Erdoğan’a kalkması için el uzatmak anlamına gelir denildi. Arada geçen süreçte Erdoğan ilk şoku atlattıktan sonra karşı atağa geçti ve CHP/DEM parti belediye başkanlarını görevden almalar ve kayyum uygulamaları başladı. Başta CHP İstanbul Belediye Başkanı olmak üzere bir çok CHP’li siyasetçi hakkında dava üstüne dava açılmaya başlandı. Erdoğan hemen her konuşmasında Özel’i konu edinirken CHP içindeki görüş ayrılıklarını kaşımaktan ve kışkırtmaktan geri durmadı.
1 Ekim 2024’te yeni yasama yılının açılışında Cumhur İttifakının bileşenlerinden MHP’nin Genel Başkanı Devlet Bahçeli DEM partililerin elini sıkarak bir şaşkınlığa yol açarken, 22 Ekim’de Bahçeli dışında kim derse desin başına bela alacağı bir ifadeyi orta yere pimi çekilmiş bir el bombası gibi bırakıverdi:
Editörlerimizin derlediği öngörüler, analizler, Türkiye’yi ve dünyayı şekillendiren haberler, Medyascope’un e-bülteni Andaç‘la her gün mail kutunuzda.
“Belki bugünden sonra tarihin akışı daha farklı olacaktır. Belki bugünden sonra ülkemin şafağı bir başka sökecektir. Belki bugünden sonra Türkiye’nin prangaları tamamıyla kırılacaktır.”
“Bugün milli birlik ve kardeşlik duygumuzun üzerine gerilmek istenen yabancı menşeli örtüyü kaldıracağım. Alışıldık söylem kalıplarından az da olsa taşmanın vakti geldiyse, o vakit bu vakittir.”
“Mevcut ve muayyen gerçeklere dayanarak muazzez milletimizin ayak bağlarını kalıcı olarak çözmenin kim bilir belki de ilk adımını atmış olacağım. DEM’e uzattığım el günlerdir konuşuluyor, günlerdir tartışılıyor.
Dedikodu borsası rekorlar kırıyor.”
“Türk ve Türkiye Yüzyılında terörü sıfırlamak, milli birlik ve beraberliği çelikleştirmek amacına matuf ikinci hüküm cümlem şöyledir:
Teröristbaşı işin içinde olmazsa bir şey çıkmaz diyenlere de sesleniyorum; Şayet teröristbaşının tecridi kaldırılırsa, gelsin TBMM DEM Parti grup toplantısında konuşsun. Terörün tamamen bittiğini ve örgütün lağvedildiğini haykırsın. Bu dirayet ve kararlılığı gösterirse, “Umut Hakkı”nın kullanımıyla ilgili yasal düzenlemenin yapılması ve bundan yararlanmasının önü de ardına kadar açılsın. Ne Kandil, ne de Edirne; adres İmralı’dan DEM’e........© Medyascope
