Göksel Göksu yazdı: Tayyip Erdoğan ve Ekrem İmamoğlu’nun yola çıktığı minyatür Meclis’ten TBMM’ye bakış
İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisi minyatür bir Türkiye Büyük Millet Meclisi…Hem öyle bir meclis ki, ülkeyi yönetmeyi aklına koyan bir başkanın Ankara’ya giden yolda deneyim kazanması için biçilmiş kaftan. Bugün cumhurbaşkanı olan Recep Tayyip Erdoğan’ın yolculuğu da burada başladı, aynı mevkiye 15.5 milyon imzayla talip olan Ekrem İmamoğlu’nun da… 27 yıl önce Erdoğan’ın vedalaşmak zorunda kaldığı İBB Meclisi’nde 27 yıl sonra tarih tekerrür ediyor. Bu kez vedalaşmak zorunda bırakılan Ekrem İmamoğlu….
Bu Meclis’te görev yapma deneyimine siyasi vizyon, liderlik kapasitesi, kitleleri etkileme ve yönlendirme becerisi eklendiğinde ortaya ülkenin kaderini etkileyen ve değiştiren liderlerin çıkması tesadüf mü?
Meclis’in (önce başbakan) bir cumhurbaşkanı ve bir de cumhurbaşkanı adayı çıkarmış olması bile minyatür Meclis’e liderlik yapmanın önemini pekiştirmeye yetiyor.
TBMM’deki bakanlıkların yerine daire başkanlıklarını koyduğunuzda fotoğrafı kafanızda canlandırmak hiç zor değil. Parlamenter sistemin yürürlükte olduğu yıllara dönün. İBB’deki daire başkanlıklarını bakanlar kurulunun simülasyonu gibi düşünün.
Ankara’ya gidip de ülkeyi yönetmeye namzet biri için bu konuda verilecek en güzel örnek Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan. Erdoğan’ın belediye başkanlığı Siirt’te yaptığı konuşma sonrası 1999 yılında hüküm giymesiyle 4 ay 10 gün kaldığı Pınarhisar Cezaevi’nde kesintiye uğrasa da, “O” siyasi yasağına rağmen cezaevinden çıktıktan sonra Adalet ve Kalkınma Partisi’ni kurdu ve bugün ülkenin cumhurbaşkanı. Oysa İBB’nin yanı başındaki itfaiye binasındaki bir etkinlikte konuşma yaptığı sırada hakkında verilen hükmün kesinleştiğini öğrendiği o an hâlâ gözümün önünde. Yüzü değişmiş, konuşmasını apar topar bitirip belediyenin yolunu tutmuştu.
Başta partinin genel başkanı Recai Kutan olmak üzere Fazilet Partisi’nin kurmaylarının tamamı kısa sürede belediyede buluştu. Toplantılar birbirini izlediği sırada Saraçhane’de mahşeri bir kalabalık toplandı. İki gün boyunca protesto edildi Erdoğan’ın hüküm giymesi… Tıpkı Ekrem İmamoğlu’nun apar topar gözaltına alınmasını protesto eden mahşeri kalabalık gibi onlar da isyan etti belediye başkanlarının görevden uzaklaştırılmasına.
Bu kez CHP Genel Başkanı Özgür Özel kamp kurdu Saraçhane’deki belediye binasına kurmaylarıyla birlikte. Ancak bu kez rüzgar çok daha sert esiyordu. Her şeyden önce Erdoğan hakkında verilen hüküm kesinleşene dek görevinin başındaydı. Diyarbakır DGM’de yargılanan Erdoğan’ın yerine “halkı din ve dil farklılığı gözeterek kin ve düşmanlığa açıkça tahrik” ettiği gerekçesiyle TCK’nın 312’ye ikinci maddesi uyarınca, 21 Nisan 1998’de verilen bir yıl hapis ve 860 bin lira ağır para cezasına çarptırıldığı günlerde belediyeye kayyum atanması ihtimali de yoktu; her ne kadar siyasetten men edilse de. Hatta kendisine sunulan seçenekleri değerlendirip 4 aylık cezasını çekeceği cezaevini bile o seçmiş, Pınarhisar Cezaevi’nde karar kılmıştı.
İmamoğlu’nun durumu ise epey farklı. Hakkındaki hüküm kesinleşmeden görevden alınması bir yana, üniversite diploması bile iptal edildi ve malvarlığına da el konuldu. Bu süreç toplum vicdanını yaralayınca kalabalıklar sel olup aktı Saraçhane’ye, tam 7 gün boyunca yüzbinlerce kişi belediyenin önüne, Özgür Özel de binaya kamp kurdu.
Nitekim İmamoğlu halen cezaevinde ve 15.5 milyon kişinin imzasını arkasına almış bir cumhurbaşkanı adayı…
İki liderin de nice sınavlar verdiği İBB Meclis salonunda, İmamoğlu’nun tutuklanması sonrası ilk kez toplanan İBB Meclisi’ne bakarken bunlar geçti aklımdan. Gündem her ne kadar 2024 yılı faaliyet raporunun........
© Medyascope
