menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

10 yıldır bitmeyen “İşimi istiyorum” davası: Tutuklu Nuriye Gülmen hakkındaki ceza bozuldu

9 0
yesterday

KHK ile ihraç edilmesinin ardından “İşimi istiyorum” eylemi yapan ve daha sonra tutuklanan Nuriye Gülmen ile Yasemin Karadağ hakkındaki 10 yıllık ceza Yargıtay tarafından bozuldu. Beş yılı aşkın süredir hapiste olan Gülmen ve Karadağ’ın tahliye talepleriyse reddedildi.

Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile ihraç edildikten sonra “İşimi istiyorum” eylemi yapan ve daha sonra tutuklanan Nuriye Gülmen ile Yasemin Karadağ hakkında “silahlı terör örgütüne üye olma” suçundan verilen 10’ar yıllık hapis cezası Yargıtay 3’üncü Ceza Dairesi tarafından bozuldu.

Yargıtay 3’üncü Ceza Dairesi 23 Haziran’da, beş yılı aşkın süredir tutuklu bulunan Gülmen ve Karadağ hakkında verdiği kararda, 10 yıllık hapis cezasının kanuna aykırı olduğunu belirtti. Kararda, İstanbul 28’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nin eksik araştırmayla hüküm kurduğu, bu nedenle 10 yıllık hapis cezasının bozulmasına karar verildiği ifade edildi.

Yargıtay 3’üncü Ceza Dairesi, beş yılı aşkın süredir hapiste olan Gülmen ve Karadağ’ın “kaçma şüphesi ve tutuklulukta geçirdiği süre” gerekçesiyle tutukluluk hallerinin devamına karar verdi.

Bozma kararı sonrası Gülmen ve Karadağ’ın avukatları, dosyanın yeniden gönderildiği İstanbul 28’inci Ağır Ceza Mahkemesi’ne tahliye talebinde bulundu. Mahkeme, kaçma şüphesi gerekçesiyle adli kontrollerin yetersiz kalacağını öne sürerek tahliye taleplerini reddetti.

Kararları Medyascope’a değerlendiren Nuriye Gülmen’in avukatı Oğuzhan Topalkara, “Nuriye’nin tutukluluğu şu an beş buçuk yıla geldi ve hâlâ mahkeme kaçma şüphesi, katalog suç gibi bahanelerle tutukluluğu sürdürülüyor” dedi.

Gülmen hakkındaki yargılama sürecinde “İdil Kültür Merkezi’nde ele geçirildiği ileri sürülen” örgütsel döküman ve yazışmaların öne çıkarıldığını belirten avukat Topalkara, şunları söyledi:

“Burada Nuriye’nin isminin geçtiği, yazışma yaptığı gibi iddialar bulunmaktaydı. Yargılama sürecinde bu delillerin incelenmesini ve delil niteliği olmadığını ileri sürdük, tüm taleplerimiz reddedildi. Delillere dair şüphelerimiz olmasını gerektirir olgular dosyada vardı, örneğin dijital inceleme raporu ele geçirilme tarihinden bir gün önceye tarih atılmıştı. Daha sonra başka bir mahkemede bu deliller hakkında yapılan incelemede örgütsel yazışmaların ele geçirildiği iddia edilen dijital materyalin içeriğinde bulunmadığı ortaya çıktı.”

Nuriye Gülmen’in derhal tahliye olması gerektiğini ifade eden Oğuzhan Topalkara, “Yargıtay bozma ilamında dijital konusunda sustu ancak dijitalin delil niteliği noktasında başkaca bir çıkarım yapmamızı sağlayacak bir şey söyledi. Kararda duruşmada dinlenmeyen tanık beyanlarının ‘suçun sübutu için belirleyici delil olması karşısında’ şeklinde yorum yaptı. Düşünün, içinde kod isimler dahi barındıran örgütsel yazışmalar var elinizde, buna dair yargılama yapıyorsunuz ve böyle bir delili belirleyici delil olarak değerlendirmiyor, iki tanık dinle diyorsunuz. Yargıtay doğrudan bahsetmemişse de bu dijitalin delil niteliği bulunmadığını ortaya koymuş oldu. Şu an Yargıtay onama kararı verseydi biz denetimli serbestlik, koşullu salıverme üzerine konuşmaya başlayacaktık, hala tedbir niteliğindeki tutuklamanın sürdürülebiliyor olması Gülmen’e yönelik politik saldırının bir nişanesi. Beş buçuk yıldır dinlenmemiş iki tanık ile karar verilmesi istenirken hala tutukluluktan söz edilmemeli, Nuriye derhal tahliye edilmeli” dedi.

Nuriye Gülmen ve Yasemin Karadağ, İstanbul 28’inci Ağır........

© Medyascope