menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Burak Cop yazdı: “Plan yapmayın plan”

17 1
19.04.2025

Doktorasını siyasal iktisat alanında yapan sosyolog Vedat Milor, “Devleti Geri Getirmek” kitabında (2022), Türkiye ve Fransa’daki kapitalist planlama deneyimlerini karşılaştırır.

Planlama deyince ilk akla gelen sosyalist planlamadır. Türkiye’nin 1930’lu yıllardaki beş yıllık kalkınma planı da Sovyet uzmanların katkılarıyla hazırlanmıştır. Ancak 2. Dünya Savaşı sonrası planlama Batı kapitalizminde de kendine yer bulur. Türkiye’de Demokrat Parti iktidarı planlama kavramından hiç hoşlanmaz, 1950’lerin sonunda yurtdışından gelen planlama tavsiyelerine yanaşmaz. Oysa ki sanayi çevreleri başta olmak üzere yerli kapitalistlerin de bir kısmı artık planlama talep etmektedir. DP’nin ekonomik popülizmi keyfî ve dengesizdir; enflasyon artmakta, ödemeler dengesi bozulmaktadır. Menderes 1958’de devalüasyon yapmak zorunda kalır.

Planlı kapitalizm Batı’dan bir 10-15 yıl sonra, 27 Mayıs İhtilali’ni takiben Devlet Planlama Teşkilatı’nın (DPT) kurulmasıyla Türkiye’ye gelir. Ancak Türkiye’de sağ, planlama kavramından hiçbir zaman hoşlanmadı. Demirel’in “bize plan değil pilav lazım” sözü çok simgeseldir. Sağ iktidarlar DPT’nin elini kolunu bağladı, onu kısmen işlevsizleştirdi.

Milor’un doktora tez danışmanı Michael Burawoy, kitaba yazdığı önsözde, öğrencisinin şu önemli tespiti yaptığına dikkat çekiyor: Fransa’nın ekonomik dinamizminden devletin planlama işlevi, Türkiye’nin durağanlığından ise devlet planlamasının verimsizliği sorumluydu. Türkiye’de kapitalist sınıfın belli kesimleri güçlü tekeller kurarak devletin ekonomiyi yönlendirme gücünü kısıtlamış, Fransa’da ise devlet kapitalistlerden özerkliğini korumuş ve gerektiğinde kimi sermaye kesimlerinin aleyhine harekete geçerek esaslı bir planlama yapabilmişti.

Dünya kapitalizminde 1970’lerin sonlarından itibaren kuralsız, dizginsiz piyasa egemenliğine geçilmesi ise Fransa gibi bir ülkede bile planlamayı bitirdi. Milor, AB’nin neoliberal ekonomi düzeninde Fransız Planlama Teşkilatı’nın önce adının değişip yetkilerinin kısıldığını (2006), ardından yaptırım gücü olmayan bir araştırma merkezine dönüştüğünü (2013) belirttikten sonra Türkiye’ye değiniyor: “Koskoca DPT 2011’de tek bir kararnameyle lağvedildi ve yerine Kalkınma Bakanlığı kuruldu. Bu bakanlık da 2018’de tarihe karıştı”.

Milor, planlamaya Türkiye’nin aksine çok önem veren Güney Kore’nin 1960’da bizden daha yoksul bir ülkeyken günümüzde bizden daha zengin olduğuna dikkat çekiyor. Bir önemli tespiti de başkanlık sistemine geçişle beraber “kamu maliyesiyle devletin başındaki zümrenin özel maliyesi arasındaki kırmızı çizgilerin ortadan kalkması ve........

© Medyascope