Burak Cop yazdı: CHP programı ne söylemiyor?
CHP’nin 28 Kasım’da kabul edilen yeni programında çok emek var. Hazırlık süreci bir yılı aşkın zaman aldı, yüzlerce akademisyen ve uzmanın görüşlerine başvuruldu, onlarca toplantı gerçekleştirildi. Genel Sekreter Selin Sayek Böke önderliğindeki ekibin titiz, sabırlı ve işi aceleye getirmeyen bir çalışma yürüttüğünü belirtmek gerek.
Ortaya çıkan metin her şeyden önce “çağdaş” bir metin, günümüz dünyasının koşullarını dikkate alıyor, sorunlarına çözümler öneriyor. Programda ponzi finans uygulamalarının yarattığı risklerden, dijital göçebeler ve uzaktan çalışma dinamiklerinden, dijital oyun endüstrilerinden, süperiletken teknolojilerinden, atom altı parçacık hızlandırıcılarından, yapay zekâ teknolojisinden bahsediliyor.
2008 programının lüzumundan fazla uzun ve ayrıntılı olması, dolayısıyla pek çok başlıkta kısa sürede güncelliğini yitirmiş olması göz önünde tutularak daha kısa ve genel prensipleri ortaya koyan bir metin hazırlandı. Buna rağmen yabana atılmayacak somutlukta pek çok vaat var.
Kalıcı yaz saati uygulamasına son verilmesi, tüm çocuklara bir öğün okul yemeği ve temiz içme suyu verilmesi, İstanbul Sözleşmesi’ne geri dönüş, TSK’nın afetlerdeki destek rolünün güçlendirilmesi, YÖK’ün kaldırılıp rektörlerin seçimle gelmesi, işsizlik sigortası fonundaki paranın işverene ödenmemesi, askeri lise ve hastanelerin yeniden açılması, tarımda kullanılan mazotta ÖTV ve KDV’nin kaldırılması, dar gelirli yurttaşlara tatil yapmaları için fon ayrılması; onlarca somut vaatten yalnızca birkaçı.
Peki programın “ruhu” bize ne anlatıyor? Daha açık bir ifadeyle muradı ne? CHP Ecevit’ten beri aradığı genel başkanı buldu, partinin oyu anketlerde 5’lerde, Saray Rejimi’nin mengeneyi her gün biraz daha sıkıştırmasına karşı yüreklice mücadele edilip muhalif kesimlere güven aşılanıyor. Yani ortada takdir edilecek, alkışlanacak çok şey var. Ancak ben derim ki, işler yolunda görünürken yapılan uyarılar araba devrildikten sonra yapılan eleştirilerden evladır.
Ulusların tarihinde bazı dönemler manifesto isteyen dönemlerdir. 2025 Türkiyesi’nin bir düzeni, yerleşmiş bir ekonomi-politiği var. Hakkını verip verememesi ayrı konu, ancak mesela CHP 1969 seçimlerinden itibaren “düzeni değiştirme” hedefini önüne koymuş, 1970’ler boyunca topluma ‘başka bir düzen mümkün’ mesajı vererek Türkiye’nin en güçlü partisi olmuştu.
Yeni CHP programında işte bu radikal dönüşüm kararlılığı eksik. Burada heyecanlı ama altı boş bir ajitasyondan, halka solculuk propagandası yapmaktan söz etmiyorum. Sorun, programın İngilizce tabirle “corporate”, yani iş dünyasının kurumsal diline yakın bir üslupla yazılmış olması. Hayri Kozanoğlu’nun ifadesiyle “kamu kuruluşları ve sivil toplum örgütlerinin fazla okunmayan strateji belgelerini andıran bir dille kaleme alınmış.”
Program bu haliyle parti örgütünün........





















Toi Staff
Sabine Sterk
Gideon Levy
Penny S. Tee
Mark Travers Ph.d
Gilles Touboul
John Nosta
Daniel Orenstein
Rachel Marsden