menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Aydın Selcen yazdı – Saraçhane dersleri: Marjinal kimmiş, oynat bakalım

65 7
28.03.2025

Üst üste yedi gece boyunca Saraçhane’de toplanan ve sayıları 150 bin ile 1,5 milyon arasında değişen rengârenk kitle, yani Türkiye’nin en gerçekçi yurttaş örneklemi, “marjinal” kimmiş ifşa ve teşhir etti: Tek adamın ne denli marjinalleştiği, anayasadan ve hukuktan uzaklaştıkça toplumdan ne denli yabancılaştığı, marjinalleşen İslâmcı yönetim kliğinin tam anlamıyla bir “azınlık diktası” olduğu, meydanda “biziz la halk!” diye haykıran çoğul çoğunluk tarafından ortaya konuldu.

CHP’nin cumhurbaşkanı adayının kim olacağı bir yana, Türkiye’nin Erdoğan’dan sonraki cumhurbaşkanının kim olacağı sorusuna yanıt, kuşkuya zerre yer bırakmayacak biçimde hem peş peşe yedi gece boyunca Saraçhane’de toplanan milyonlarca, hem pazar günü kurulan sandıklarda oy kullanan 15 milyonu aşan sayıda seçmen tarafından duyuruldu: Ekrem İmamoğlu!

Beş günde 30 milyar ABD doları tutarında döviz rezervi arka kapılardan yakıldı. Saraçhane kitlesinin aynı zamanda ülkenin üretim ve tüketiminin ana gövdesini oluşturduğu, bundan böyle siyasal gücünü bu niteliğine dayanarak da kullanacağı, CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in boykot yönlendirmesiyle gösterildi.

Bunun mütemmim cüzü gibi belki, eşzamanlı olarak, tarihin bahar gelince buzların çözülmesiyle patlayıp çağlayan derelerin ırmaklara dönüşmesi gibi hızlanan akışı, Özgür Özel’i de öne itti. O da bu öne çıkışın hakkını gösterdiği liderlikle layığıyla verdi. Ankara’nın asık suratlı imgesinin karşısına İstanbul’un güleç sivil çehresini koyabildi. Üstelik bunu Ankara’yla özdeşleşmiş CHP’yi dönüştürerek; tabana açıp, tabanını genişleterek becermesi önemli başarı.

Saraçhane yollarında, yürüyüşlerde, mitinglerde, meydanda en sık çınlayan slogan “Diplomasız Erdoğan!” oldu. Tapusuna, mal varlığına el uzatılınca isyan etmesi haliyle beklenecek halk, İmamoğlu’nun diplomasının iptalinden çocuklarının, gençlerinin geleceğine el uzatıldığı, eğitimin artık “toplumsal asansör” işlevini hepten yitirdiği sonucunu çıkardı. Adaletten yana duyarlılığına kuşkuyla yaklaşılan ve belki mağdura bakınca çoğu zaman “ezik” görebilen çoğunluk, apaçık haksızlığa hiç tahammülü olmadığını gösterdi.

Hep söylenen yine yaşandı: Neredeyse çeyrek yüzyıldır ülkeyi yöneten, yaşayan Erdoğan’ın popülaritesinin, ne yaparsa yapsın, ölümünün üzerinden 87 yıl geçmiş “Mustafa Kemal ATATÜRK” markasının çok gerisinde kaldığı görüldü. Erdoğan “anti-Atatürk” olarak başladığı siyasal serencamını 15 Temmuz sonrasında kendince “II. Atatürk” olarak sürdürebileceğini varsayarken boşa düştü. Cumhuriyetin........

© Medyascope