Şirket mi olacağız, parti mi kalacağız? – Melih Demirel Yazdı
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP), bu topraklarda bir tabeladan, bir binadan, bir logodan ibaret olmadı.
O, halkın yoksulluğuna karşı emeğin sesiydi, Cumhuriyet’in vicdanıydı.
Ama şimdi ne yazık ki, bu büyük mirasın yerini adeta bir “şirket yönetimi” alıyor.
Adeta, kârlılık hesabı yapan, risk analiziyle konuşan, kurumsal hafızayı Excel tablosuna sığdıran bir akıl…
Bugün CHP, bir siyasi parti olmaktan çıkıp adeta bir marka yönetimi departmanına dönüşmüş durumda.
Genel Merkez’in duvarlarından halkın sesi değil, “algı yönetiminin’’ yankısı geliyor.
Her şey bir strateji, ama hiçbir şey bir ilke değil.
Özgür Özel yönetimi, daha yolun başında “değişim postuna bürünmüş değişim” vaat etmişti.
Ama görünen o ki, yeni olan tek şey; partinin bir kişinin imajına siper edilmesidir.
İmamoğlu’na koşulsuz kefalet vererek partiyi bir kalkan gibi öne sürmekteler.
Oysa siyasette kefalet, kişinin değil, ilkenindir.
Bugün yaşanan soruşturmalar, tutuklamalar, iddialar ortadayken;
bir CHP genel başkanının söylemesi gereken tek........





















Toi Staff
Gideon Levy
Tarik Cyril Amar
Stefano Lusa
Mort Laitner
Robert Sarner
Mark Travers Ph.d
Andrew Silow-Carroll
Constantin Von Hoffmeister
Ellen Ginsberg Simon