menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Mağaradan çıkışın bedeli

21 0
17.06.2025

Bir toplantıya giderken kalabalığın içinde yürürken sordum kendime:“Bu kadar insan nereye gidiyoruz? Neden?”

Yüzlerimiz uykusuz, suratlarımız asık, içimiz daralmış. Kırmızı ışıkta dizilmişiz. Sanki görünmeyen bir zincirle hepimizi birbirimize bağlanmışlar. Fakat zincirin ne ucunu görebiliyoruz ne de kimin tuttuğunu. Aklıma ister istemez bu düşünce geldi. Eskiden insanlar köleydi. Kimden kırbaç yediği belliydi. Sahibi ortadaydı, yüzü tanıdıktı. Otorite gibi kamçısını saklamazdı. Bugünse insanlar hâlâ köle ama artık kimin hizmetine koştuğunu bile bilmiyor. Zincir görünmez, kırbaç dijital, sahip ise çok yüzlü. Bundan on bin yıl önce, Homo sapiens doğayla iç içe, hayvanlarla eşit düzeyde, mağaralarda yaşayan bir canlıydı. Besinini doğadan alır, ihtiyacı kadar tüketir, fazlasını biriktirmezdi. arılar gibi görevini bilirdi.

Turnalar gibi göç eder, balıklar gibi akıntıya karşı dururdu. Ama hiçbir zaman ‘sahip olmak’ fikrine bu kadar saplanmazdı. Toprağı yurt bilirdi, mülk değil. Suya bakardı, kana kana içerdi; sahip çıkmak aklına bile gelmezdi. Ağaca gölge diye yaslanır, dalına uzanırdı; ama kesmeyi düşünmezdi.
Hayvanı yoldaş bilirdi, esir değil. Rüzgârı hissederdi; yön değil, dost arardı onda.

Sonra tarım geldi, yerleşik hayat geldi. Toprak kimin olacak, ürün kimin olacak kavgası başladı. İşte kölelik de o tohumlarla büyümeye başladı. Birileri toprağa hükmetti, diğerleri toprağa bağımlı kaldı. Ve insanlık tarihinin büyük kısmı, köleliğin türleriyle yazıldı.

Tarihte ise köleliğin tanımı, biçim değiştirse de özü hep aynı kaldı: bir insanın başka bir insan tarafından denetlenmesi. Antik Yunan’da köle, üretim aracıdır; Roma’da mülktür; Osmanlı’da ise kuldur. Fakat hepsinde kölenin efendisi bellidir. Psikolojik olarak bu, bireyin durumunu kabullenmesini kolaylaştırır. Acı çekse de yönünü şaşırmaz. Kime kızacağını, kimden kaçacağını, kimden umut beklemeyeceğini bilirdi. Modern zamanlarda ise işler karıştı. Günümüz insanı, kimin kırbacını yediğini bilmiyor. Patron mu, algoritma mı, devlet mi, toplum mu, yoksa kendi içindeki........

© Medya Günlüğü