menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Halluks Valgus belasını kim yarattı?

6 0
24.05.2025

Sahil yolunda yürüyüş yaparken arabasından inen bir hanımın incecik ayak bileklerinin iğne topuklu bir ayakkabının üzerine narince konumlanışı dikkatimi çekti.

O yüksek ökçelerle ceylan gibi sekiyor oluşundan gözlerimi alamadım çünkü doksanlı yaşlarda görünüyordu. Bir sahil kasabasındaki restorana gelirken bile giyimine gösterdiği özeni çok takdir ettim. Dikkatimi çeken ayakkabısı üzerine düşünürken de daldan dala atladım…

Eski İstanbullular ayakkabı yerine “iskarpin” derlerdi. Önüne “i” ekleyerek station’u istasyon, stop’u istop yapmamız gibi scarpin’den yaptığımız iskarpinle başladı aklım dolanmaya. Sonra potini hatırladım. Fransızcadan apartma bu kelime aslen eski Yunanca potes’ten gelmeymiş. Bir de İtalyancadan apartılan kundura var ki onun da kökeni Latince imiş. Ancak potin ile kundura daha çok erkekler için kullanılırdı da iskarpin biraz daha kadınlara özgü gibiydi hatırladığım. Ancak bu ayrımdan çok da emin değilim.

Arada Doğu’dan aldığımız isimler de var elbette. Mesela pabuç da Farsça papuş/paypoş kökenliymiş. Ancak yüzümüzü Batı’ya döndürmeyi sevdiğimizden günümüzde kadın ayakkabılarında pek çok Batılı model ve de ismi kullanılıyor. Bunlardan en önemlisi olan stiletto da scarpin gibi İtalyanca. Yüksek ve ince topuklu ayakkabıya deniyor stiletto.

Bizim “topuklu” dediğimiz yüksek (!) ayakkabıların tarihi eski Mısır’a kadar uzanıyormuş, üstelik de erkeklerden başlayan bir modaymış. Mısırlı kasaplar akıttıkları kan bulaşmasın diye ayak tabanını yükseltmiş. Bunu okuyunca pis sulardan ayaklarını korumak isteyen Osmanlının kullandığı tahta hamam nalınlarını anımsadım. Adı Arapça kökenli olan nalın da muhtemelen eski Mısır kökenlidir diye düşündüm.

16. yüzyıla gelindiğinde Venedik’te platform ayakkabılar “Chopin: Şopen” adıyla çok moda olmuş. Başlangıçta yerdeki çamurdan korunmak içinmiş ama sonra onlar da statü gösterisi olmuş. Ancak öyle yüksekmiş ki şopenler, üzerinde yürümek marifet istiyormuş. İnternette baktım pek acayip şeyler.

17. yüzyıl Fransa Kralı 14. Louis statüsünü belirtmek için kıpkırmızı apartman topuklular giyermiş. Kadınların da yüksek ayakkabı giymesi onun döneminde başlamış. Bir anlamda kadınlar da statü (!) sahibi olmaya başlamış diyebiliriz. Yükselmek isteyen kadınlar günümüzde de kullanıyor bu modeli ve adına platform deniyor. 1970’lerde modayken ben de çok giyerdim. Epa dediğimiz sentetik bir tabanı vardı. Öyle hafifti ki bu taban ayağınızda hiç yük oluşturmuyordu. O kadar hafifini bulsam bu yaşımda da giyerim. O zamanlar biz “apartman topuk” diyorduk adına. İspanyol paça dediğimiz etek gibi yayılan uzun paçalı pantolonların altına giyildiğinde insanın boyunu da bayağı uzun gösteriyordu.

Aslında kadın açısından işler 18. yüzyılda değişmiş. Kadınlar hâlâ yüksek ayakkabılar giyiyorsa da önleri sivrilip sıkışarak........

© Medya Günlüğü