Yeni satranç tahtasında Türkiye’nin kaçan veziri…
Normalleşme treni ve kaçan fırsatlar
Türkiye ile Ermenistan arasındaki ilişkiler, son yıllarda bir “Keşke” senaryosuna dönüştü.
2020 Karabağ Savaşı sonrası, Ankara’nın Ermenistan’la normalleşme adımları atması için altın bir fırsat vardı. Hatta, 2021’de iki ülke, sınır kapılarını açma ve diplomatik temsilcilikleri yeniden faaliyete geçirme konusunda görüşmelere başlamıştı. Özel temsilciler atandı. Temsilciler birkaç kez görüştü. Ancak, Türkiye, özellikle Azerbaycan’ın baskısı ve iç siyasi hesaplar nedeniyle bu süreci ileriye taşıyamadı. Muhalefet de Erdoğan’ı bu süreçte cesaretlendirecek adımlar atmadı, hatta Külliye’den daha fazla Aliyevci olma çabasına yöneldi. Zira, “Azerbaycan ve Türkiye, Bir Millet İki Devlet” olarak yollarına devam etmekteydi.
Oysa Ermenistan, Paşinyan liderliğinde Batı’ya yönelik açılım yaparken, Türkiye’nin de bu sürece dahil olması bölgede yeni bir denge yaratabilirdi. Moskova’nın Ukrayna savaşıyla zayıfladığı bir dönemde, Ankara’nın Kafkasya’da inisiyatif alması mümkündü. Fakat Türkiye, Aliyev’in stratejik gölgesinden çıkamadı ve Ermenistan’la ilişkileri “Azerbaycan’ın, Aliyev’in onayına” endekslemeyi tercih etti. Oysa, Azerbaycan-Ermenistan savaşından sonra, Türkiye’nin Ermenistan ile ilişkileri duraklatmasının tüm gerekçeleri ortadan kalkmıştı.
Stratejik körlük ve liderlik krizi
Türkiye’nin en........
© Medya Günlüğü
