CHP’nin komisyon hamlesi: Stratejik hata mı zorunluluk mu?
31 Mart’ın ardından CHP’nin siyasi rüzgârıyla yükselen ancak kısa sürede söndürülen “Normalleşme” söylemi, şimdi komisyon tartışmalarıyla tekrar sınanıyor. İktidarın çağrısıyla “Terörsüz Türkiye Komisyonu”na katılma kararı, parti içinde ve muhalefet cephesinde kilit bir sorgulamayı tetikledi: Bu hamle, meşru bir diyalog arayışı mı, yoksa iktidarın kurguladığı bir tuzak mı? Cevap, yalnızca CHP’nin değil, Türkiye muhalefetinin bundan sonraki stratejisini hatta gelecek nesillerin kaderini belirleyecek.
Uzlaşı mı tuzak mı?
Türk siyasetinde “uzlaşı” kavramı, son yıllarda iktidarın muhalefeti etkisizleştirmek için kullandığı bir araç haline geldi. Geçmişteki “çözüm süreci” veya “anayasa uzlaşma komisyonları” gibi girişimler, hep aynı senaryoyla sonuçlandı: Muhalefet masaya oturdu, süreç tıkandı ve tüm sorumluluk onlara yüklendi. Bugün de benzer bir risk var. İktidar, “CHP uzlaşmaya kapalı” naralarıyla kendi meşruiyetini tazelerken, CHP’yi “oyunbozan” konumuna sürükleyebilir. Daha da kritik olan, bu sürecin somut bir çıktı üretme ihtimalinin düşüklüğü. Türkiye’nin........
© Medya Günlüğü
