menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Perçinci Rozi 100 yaşında baş tacı!

20 1
tuesday

Trump Amerikası’nın gündelik hayat akışında ne olup bittiğine dair internette öylesine gezinirken gözüme çarptı, okuyunca da çarpıldım. Detroit-Michigan mahreçli haberin başlığı şu: “103 yaşındaki Perçinci Rozi bronz bir heykelle onurlandırılıyor”. Haberde 2. Dünya Savaşı yıllarında bir bombardıman uçağı fabrikasında çalışmış Frances Mauro Masters’ın tam anlamıyla “Perçinci Rozi” olarak ülkesine katkılarının aradan 80 yıl geçtikten sonra nihayet takdir gördüğü kaydedilmekte. Yapılması planlanan heykelde Masters, fabrikada B-24 bombardıman uçakları için panelleri perçinlerken betimlenecekmiş. Ona 80 yıl önceki fabrika günleri sorulduğunda diyor ki “Bir pres kullandım, küçük bir perçin tabancası kullandım, ayrıca uçağın daha büyük parçası için tavandan sarkıtılmış elektrikli tabanca kullandım”.

103 yaşındaki kadın, onu 1940’lar Detroit’inde fabrikada çalışırken gösterecek heykeli sadece kendi adına değil diğer tüm Roziler için kabul ettiğini söylemiş ve eklemiş: “Bir bakıma biz de cephedeydik; erkeklerin arkasında, onlara yardım etmek üzere… O Rozi’lerden biri olmaktan onur duyuyorum”.1

Aslında Rozi’lere yönelik bu ilgi ve temaşa Birleşik Devletler’de epeydir mevcut. Bir önceki yıl 2024 Nisan’ında da onlara topluca sembolik bir Kongre Altın Madalyası takdim edildi. “Amerikan Perçinci Rozi Derneği”nin on yıllardır sürmüş çabası nihayet 2020 başında sonuç vermiş ve Kongre’den çıkan yasayla Rozi’lere altın madalya verilmesi kabul edilmişti. Kongre Binası’nda 10 Nisan 2024’te düzenlenen ve 90’lık-100’lük 28 Rozi’nin de hazır bulunduğu törende madalya sunumu gerçekleşti.2

Bunları okurken “Heyhat,” dedim, “ne görecek günü varmış yahu şu Perçinci Rozi’nin!..”

Onun hayatının, yaşadığı ülkenin sınırlarına da sığmayan, o sınırların ötesine, yerkürenin her tarafına taşan öylesine hareketli, hararetli, dalgalı bir akışı oldu ki bunun bir özetini geçmek dahi insanın nefesini kesebilir.

Yine de derin bir soluk alıp bunu yapmaya çalışalım!..

1941’de Japonya’nın Pearl Harbor baskınıyla 2. Dünya Savaşı’na dahil olan ABD’de silah altına alınıp cephelere gönderilen erkeklerin boşalttığı fabrikalar kadınlar tarafından dolduruldu. Savaş boyunca yaklaşık beş milyon sivil kadın fabrikalarda savaş sanayisinin ihtiyaç duyduğu iş gücünü karşılamak üzere istihdam edildi. Perçinci Rozi (Rozie the Riveter) işte bu süreçte ortaya çıkmış ve zamanla ikonlaşmış bir imge. Mavi işçi gömleği, pazısı sıkılı kolu, güçlü çehresi ve hayatın içinde her tür zorluğa hazır kararlı görünümüyle o, daha öncesinde bilindik evcil kadın imajını kırıp reddeden ve hemcinslerine “We can do it” (“Yapabiliriz”) diye seslenen bir tasarımdı.

Ev-dışı yaşamda, sokakta, işlikte sadece........

© MediaCat