menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Silahlanma yarışı ve militarizm ile yoksulluk arasında bağ var

10 2
08.09.2025

Türkiye’yi yönetenler bölgesel güç olmak adına devasa kaynakları silahlanmaya yatırırken, emekliler akşam pazar kapanışında tezgâha bırakılan çürük meyveleri topluyor.

2013’te Arap Devrimlerinin egemenler tarafından bastırılmasının ardından Türkiye’nin dış politikası değişti. Daha önceki doktrin “komşularla” iyi geçinmek, yumuşak güç kullanımıydı. Fakat Orta Doğu’daki gelişmelerle birlikte yeni doktrin müdahalecilik, yani sert güç oldu.

AKP MHP iktidarı, Doğu Akdeniz’in yeniden paylaşımı kavgasında, Suriye, Libya ve Karabağ’daki savaşlarda aktif olarak yer aldı. AKP bunu Türkiye’nin jeopolitik konumu üzerinden meşrulaştırmaya çalışırken, bir yandan da yerli savunma sanayinin geliştirilmesine devasa bir yatırım yaptı.

Bu biraz da dış sebepler yüzünden böyle oldu. Almanya ve ABD’den gelen yaptırımlar ve silah satışının engellenmesi ile birlikte iktidar yerli üretimin artırılması, ordunun modernizasyonu ve aynı zamanda silah ihracatı konularını temel meseleler olarak ele aldı.

AKP MHP iktidarı bir yandan Suriye’ye müdahale ederken diğer yandan Yunanistan ile Doğu Akdeniz’de bir hakimiyet mücadelesine girişti. Dış politikadaki bu tutumlar, iç politikada da güvenlikçiliği getirdi.

Bunun sonucu Türkiye’deki savunma şirketlerinin 2023-2025 yılında toplam cirosu 15-20 milyar dolara ulaştı. Bu şirketlerin bazıları ASELSAN gibi devlete ait, bazıları da Baykar gibi özel. 100 bine yakın kişi bu sektörde istihdam ediliyor. Devletin her türlü desteğine sahip silah sektörü büyürken, Türkiye sanayisinin geri kalanında (yine tüm desteğe rağmen) ihracat kaybı, istihdam eksikliği ve bunun sonucu kitlesel işsizlik var.........

© marksist.org