menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

DEM Parti’nin siyasetin merkezine geri dönüşü

10 1
18.07.2025

Kürt Özgürlük Hareketi’nin siyasi partileri her zaman ana akım partilerden farklı ola geldi. Bir toplumsal hareketin siyasal ifadesi olarak kitle tabanıyla organik bir ilişki içerisine olan ve siyasetin tüm yöntemlerini kullanan bir mücadelenin partisi oldular. Kitlesel direnişi, boykotu, silahlı mücadeleyi, seçimi, ittifakları ve sokakla olan ilişkileri kullanageldiler hep hem de dört ayrı coğrafyada.

Fakat devlet baskısı ve Kürtlerin Meclis’e girmesini engellemek için koyulan bir uygulama olan yüzde 10 barajı uzun yıllar Türkiye’de meclisi kullanmalarının önünde bir engel oldu.

Barajı aşan ilk Kürt partisi HDP olmuştu. DEM Parti’nin öncülü HDP, 2012-2015 yılları arasındaki çözüm sürecinde siyaset sahnesine çıkıp barajı yıkmıştı. HDP’nin öncülü olan partiler yüzde 10 barajını aşamasa da parlamenter siyasete dahil olabilmek için adeta meclise tünel kazarak 2007-2015 arasındaki seçimlerde bağımsız adaylarla mecliste temsil edilmeye başlanmıştı.

HDP’yi meclise sokan toplumsal güç ise Batı’da Gezi Direnişi ve Kürt coğrafyasında çözüm sürecinin yarattığı demokratik atmosfer oldu. Gezi Direnişi’nden hemen sonra Batıdaki toplumsal hareketler ve sosyalistlerle kurduğu ittifakla birlikte 2015 seçimlerinde yüzde 13 alan HDP, AKP’nin meclis çoğunluğunu kaybetmesini sağladı.

2015 yılı Kürt Hareketi açısından Rojava’daki gelişmeler nedeniyle de önemliydi. Çözüm sürecinde Türkiye’den Suriye’ye geçen binlerce PKK gerillası, Suriye Devrimi’nin başlaması ve sonrasında iç savaşa sürüklenmesi sırasında IŞİD’i püskürterek ülkenin üçte birinin kontrolünü ele geçirmişti. Türkiye’de o dönem onlarca belediyesi ve 80 civarı milletvekili olan Kürt Özgürlük Hareketi, Suriye’de de fiilen özerk bir rejim elde etmişti.

Bu gelişmeler çözüm sürecinin terk edilerek savaş politikalarına dönülmesiyle sonuçlandı ve HDP bilinçli bir propaganda ile marjinalleştirildi. Eş Genel Başkanları Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ, hatta çözüm sürecinde bizzat devletin verdiği izinle Kandil-İmralı görüşmelerini yürüten Sırrı Süreyya Önder hapse atıldı. MHP lideri Devlet Bahçeli açıkça HDP’nin kapatılmasını talep etti.

Savaş politikalarına geri dönüşün yarattığı koşullarda meydana gelen 15 Temmuz darbe girişiminin durdurulmasının ardından da ülke genelinde iki yıl süren bir OHAL yönetimi uygulandı. OHAL,........

© marksist.org