menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Vee Picasso Mardin’de

5 0
20.10.2025

Evren insan ve total olarak varlığın anlaşılması tanımlanması ve bunlar arasındaki ilişkilerin açığa kovuşturulması noktasında Sanat; felsefe gibi bilim gibi gerçekliği tanımlayıp yeniden yorumlamamızı mümkün kılan temel yaratıcı yetilerimizdendir. Hatta çok daha eskiye dayanması ve kültür seviyesi ne olursa olsun her toplumda olması sebebiyle bilim disiplininden çok daha eski ve çok daha yaygın olduğu da ileri sürülebilir.

Gerçekliği keşfetme anlamlandırma ve tekrar üretme yolu olarak sanat üzerine insanlar, sürekli düşünmüş ve buna yönelik kavram ve teoriler geliştirmiştir. Konu ile ilgili Aristo’nun sanat yorumu en etkili sanat teorisi olarak sivrilmiş 2 bin yılı bulan sürede dimdik ayakta kalmıştır. Aristo’ya göre sanat mimetik yani taklididir. Gerçekliğin tekrar üretilmesi noktasında sanatın yegane yolu doğaya özenmesi ve öykünmesidir. Hakikatin doğada olduğu ve onun taklit edilerek tekrar üretilebileceği düşüncesi bu süre zarfında sanat düşüncesinin ana akımı olmuştur.

Ancak Aydınlanma çağı sonrası Doğanın ve varlığın bilimsel bilgi yoluyla laboratuvara taşınması pozitivist determinist bilimin doğa ve canlılar üzerinde kurduğu hakimiyet ve bundan beslenen teknolojik ilerlemedeki göz kamaştırıcı başarılar; sanatın aynı yolu kullanarak hakikate ulaşma imkanını kısıtladı. Doğaya öykünerek ulaşılabilecek bir gerçekliğin aynı doğaya hükmeden yasaları bulup bununla doğaya hükmeden bir güç karşısında rekabet etme ve gerçekliğin tekelini elinde tutma iddiası olabilir mi? 19. Yy son çeyreğine gelindiğinde Bilim ve teknoloji alanındaki başarılar o kadar göz kamaştırıcıydı ki Sanatın bırakın bağımsız ayrı bir disiplin oluşunu, bilimin keşfettiği doğa kanunlarının tatbik edildiği ikincil önemde bir alt kategori olduğu savları da bizzat Natüralist sanatçılar tarafından ileri sürülmeye başlandı.

Rasyonel aklın ve bilimsel gelişmelerin insanlığa........

© Mardin Life