Taziye Sofralarını Kaldırmak: Paylaşımın, Dayanışmanın bitirilmesi
Taziye Sofralarını Kaldırmak: Paylaşımın, Dayanışmanın bitirilmesi.
Van'daki aşiretler federasyonundan 'taziye yemekleri kaldırılsın' çağrısı
taziye yemekleri kaldırılıyor.
Bir cümle… Ama içinde asırlık bir kültürün, toplumsal dayanışmanın, insan olmanın en sade ama en derin hali gizliydi.
İçim burkuldu. Çünkü taziye sofraları, sadece birer yemek masası değil; acının paylaşıldığı, yalnızlığın hafifletildiği, insanın insana dokunduğu yerlerdi.
Bir toplumun köklerini anlayabilmek için onun acılarını nasıl paylaştığına bakmak gerekir. Çünkü acı, insanın en çıplak hâlidir. Ne makam kalır, ne zenginlik, ne gösteriş... Sadece insan kalır. İşte bu yüzden Anadolu insanı, acının da bir adabını, bir terbiyesini, bir kültürünü yaratmıştır: taziye sofrası.
Taziye sofrası, bir yemek masası değildir aslında; o sofrada kaşıkla paylaşılan şey pilav değil, acıdır. O sofrada su içmek, kaybedilen canın ardından yutkunmaktır. O sofraya oturan herkes, “yalnız değilsin” demenin en sade, en gerçek, en içten hâlidir.
Fakat bugün ne yazık ki bu kadim gelenek, “tasarruf”, “modernleşme”, “israfı önleme” gibi kavramların arkasına saklanarak sessizce yok edilmek isteniyor. Bazı belediyeler, bazı yerel yönetimler “taziye yemeği artık kaldırıldı” diyor. Oysa farkında değiller ki kaldırılan sadece yemek değil; toplumsal hafızamızın bir parçasıdır.
Belediyeler, kurumlar, bazı yöneticiler her türlü gösterişli eğlenceye, konserlere, festivallere, şatafatlı etkinliklere bütçe ayırırken, kimse israf demiyor.
Bir gecelik ışık gösterilerine, süslemelere, reklam kampanyalarına milyonlarca lira harcanabiliyor.
Ama iş taziye evine, acının paylaşıldığı o sofraya gelince, birden “tasarruf” kelimesi hatırlanıyor.
Oysa gerçek tasarruf, toplumsal duygularımızı kaybetmemektir.
Bir millet, elektriği, suyu ya da yakıtı değil; merhametini ve dayanışmasını kaybettiğinde asıl israfı yapmış olur.
Yüzlerce yıldır bu topraklarda insanlar sevinçte de kederde de sofrada buluşur. Düğünlerde, sünnetlerde, hasat zamanı, bayramda ve ne yazık ki ölümde…
Bizim........





















Toi Staff
Penny S. Tee
Gideon Levy
Sabine Sterk
Mark Travers Ph.d
Gilles Touboul
John Nosta
Daniel Orenstein