Nehri Yeniden Akıtmak:4
NEHRİ YENİDEN AKITMAK: 4. MAVERAÜNNEHİR YAZ SEMİNERLERİ
“Seyahat teknesine binmeden bilgi ülkesinde yaşanmaz”
İslam medeniyetini var eden en önem unsurlardan biri bilgidir. Bilginin unsurları olan ilim, hikmet ve marifetin elde edilmesi vicahi olduğu gibi çeşitli vesilelerle yapılan rihle ve seyahatlerle de elde edilir. Bu yönüyle İslam Medineyetine rihle ve seyahat medeniyeti desek herhalde yanlış olmaz. Târîḫu Baġdâd adlı eseriyle tanınan hadis hâfızı ve tarihçi Hatîb el-Bağdâdî (ö. 463/1071) bir ifadesinde şöyle demektedir. “Rihle gerçekleştirmeyenin ilmine güven olmaz.” Yine bu noktada İbn Haldûn görüşünü “Bilgi öğrenmek üzere gezip üstatlarla görüşmenin, bilgiyi doğrudan doğruya onlardan öğrenmenin faydalı ve bilgiyi mükemmelleştirmesi bakımından da önemli olduğu bir gerçektir” (Mukaddime, Çev. Z. K. Ugan, III, s. 163-164) sözüyle dile getirmektedir. Basra dil okulu temsilcilerinden Asmaî’nin (ö.216/831) çölde geçirdiği günlere ilişkin şu anekdotu meşhurdur.
“Bedevi: Seni bu sarp ve zorlu ülkeye getiren ne?
Asmaî: Edebe (dile) ulaşma isteği.
Bedevi: Buraya gelmenin tek nedeni bu mu?
Asmaî: Benim bundan daha büyük bir kaygım, daha derin bir isteğim ve daha yakıcı bir özlemim yok.” (Houari Touati, Ortaçağ’da İslam ve Seyahat, çev. Ali Berktay, İstanbul 2004, s. 58) Batılı araştırmacı Houari Touati’nin Ortaçağ’da İslam ve Seyahat adlı eseri bu konuda çok önemli bilgileri ve anekdotları içermektedir. Rihle ve seyahat vesilesiyle oluşan değişim, dönüşüm ve etkileşimi coğrafya bazında görmek mümkündür. Maveraünnehir Bölgesi zamanla İslam Medeniyetinin ilim Merkezi kabul edilen Bağdat’a denk bir âlimler coğrafyasına dönüşmüştür. Hatîb el-Bağdadî’nin Târihu Bağdâdisimli eserinde Bağdat’tan Buhara ve Semerkatşehirlerine göç eden, rihle yapan çok sayıda âlimden ve muhaddisten haber verilmektedir. Kitap merkezli de etkiyi görmek mümkündür. Karahanlılar Dönemi Maveraünnehir Bölgesi önemli âlimlerden biri olan Seraceddin Ali b. Osman el-Ûşî’nin (ö.574/1179) kelam alanında te’lif ettiği Bed’u’l-Emâlî adlı eseriyaşamış olduğu bölgede olduğu gibi, Osmanlı uleması da eseri önemsemiş ve hakkında onlarca şerhler yazmışlardır. Dolayısıyla eser Anadolu’daki medreselerde okutulmuş ve oralarda yetişen ulema üzerinde büyük tesirler bıraktığı anlaşılmaktadır. Çok dikkat çekici örnek şudur: Bu eserin tesiri altında kalan âlimlerden birisi de Trabzon’un Of kazasından olan el-Ofî nisbesiyle bilinen son dönem Osmanlı müellifi olduğu bilinen Efendioğlu Mehmet b. İbrahim el-Ofî’dir (ö.1887). Ofî’nin Emâlî Şerhi2021 yılına........
© Maarifin Sesi
